Benim için bayram demek; sevginin, saygının dışa vurduğu, insanların birbirlerini önemsediklerini, onları unutamadıklarını, kalplerinin bir köşesinde onlara yer vermiş olduklarını anlatan gündür. Bu nedenle de eskisi kadar olmasa da herkesin sevdiklerini görmeye çalıştıkları, onlara sevgilerini sarılarak, ellerini öperek duygularını dile getirmeye çalıştıkları özel bir gündür. Bayram günlerinde uzun bir süre birbirlerini görmeye fırsat bulamamış akrabalar da bir araya gelerek bu günü birlikte kutlamaya çalışırlar ve bu arada bayramın simgesi haline gelen bir iki lokum da yemeyi ihmal etmezler. Bu yüzyıllardır bu hale gelmiştir ve eskisi kadar güçlü olmasa da böyle sürüp gitmektedir.
Cep telefonları imdada yetişti
Birden bire bayramda sokağa çıkma yasağı konunca herkes şoka girdi. Sevdikleriyle bu günü paylaşamayacak, bayramı da kendi evlerinde kutlamak zorunda kalacaklardı. Bu arada yüzyılımızın en korkutucu icadı olan cep telefonları imdada yetişti ve insanların sokağa bile çıkmadan sevgilerini telefonlarla paylaşma olanağı verdi. Zaten alışık oldukları bir şey olduğu için bu iş hoşlarına da gitti. Bundan sonraki bayramlarda fazla zahmete girmeden, oraya buraya koşturmadan, planladıkları bayram tatilini sekteye uğratmadan kutlama işlemini daha kolaylıkla halledeceklerdir.
Umudumuzu yitirmeyelim
Hiç kuşku yok ki, dünyayı kasıp kavuran korona salgınından sonra her şey tamamen değişecek ve insanlar ister istemez yeni yaşam biçimleri bulup hayatlarının bundan sonrasını bambaşka biçimde sürdüreceklerdir. Bütün dünyada neler değişecek bilmiyorum ama umarım ülkemizde bundan böyle bayramlar cep telefonlarıyla kutlanmaz, sevgi ve saygı böyle mekanik usullerle gösterilmez.
Umudumuzu yitirmeyelim. İnsanlar yaşadıkça var olan sevgi ve saygı duygularını hiçbir zaman kaybetmeyiz.