30 Aralık 2020 tarihinde yayın hayatına başlayan yeni dijital platform, Gain. Ocak ayı içinde kaleme aldığım Yeni Başlayanlar için Dijital Platformlar yazımda, henüz indirmediğim için Gain hakkında bir yorum yazmamıştım. Bartu ve Melikşah’la Mücbir Sebebler yayınlarını ise düzenli takip etmediğim için Gain ile tanışmam bu zamana kadar olmamıştı. Nihayet bu hafta kendisiyle ve içerikleriyle müşerref oldum. Acılı bir süreç geçirdiğimi itiraf ederek izlenimlerimi paylaşmak isterim.
Hayatın içinde uzun uzun anlatımlar, ya ulusal kanal dizilerinde, ya da sanat filmlerinde kalmış belli ki. Gain insanoğlunun öğünlerini besin hapı ile yapacağı çağa hazırlanıyor. Ülke veya dünya gündemi için iki buçuk dakika, spor haberleri için bir dakika ayırın. Ne oluyor, ne bitiyor öğrenin. Tam Z kuşağına göre. Kimsenin vakti yok. Varsa da değerli. İçerikler hep kısa kısa. Diziler bile. Yıllardır sektörde yerli dizi, yersiz uzun söylemini anlayıp çözümü böyle bir sunumla birleştirmek gerçekten çok akıllıca. Terapist ve 10 Bin Adım kendi adıma harika işler. Oyunlar Holding ise arkadaşlarımızla geyik yapmak gibi izlediğim başka bir program. Şokopop ve İstanbul Apartmanları yine güzel detaylar. Haberleri bir parça daha ayrıntılı almak isteyenin imdadına Mirgün Cabas yetişiyor. Güncel konuları masaya İlber Hoca yatırıyor. Sahne performanları, kısa film seçkileri, müzik içerikleri, (özellikle Electromonolog benim favorim), konserler, belgeseller, her şey oldukça yerinde gözüküyor. Hem de bu içerikler ücretsiz.
Şimdi "ama" diyeceğim yere geldik. Seyir zevki diye bir gerçek var. Bazısı bunu yüksek çözünürlükte, perdede ya da büyük ekranda hatta ses sitemleriyle destekleyerek deneyimliyor. Ben bunlardan biriyim. Tamam belki izlediğim içerik bir Yüzüklerin Efendisi değil ama en azından donmasın. Zaten kısacık bir yayın tamamlayacağım, bu içeriği de donma problemiyle izlersem, soğuyorum. Hadi izlemeye ara vermedim internet hızım da iyi mobilden kaptırdım diyelim. Zamaneyim ben, zırt pırt WhatsApp bildirimi alıyorum, sms geliyor, arkadaşlarım Clubhouse’da yayın açıyor, mail geliyor. Sakın ola bildirime dokunayım demeyin. Gain kaybolur izlediğin yere gitmek için uğraşır durursun. İçeriğin bu kadar iyiyken, teknikte ve menü kullanımı kolaylığı yönünden, sınıfta kalırsan seni harcarlar matmazel. İndirildiğin gibi siliniverirsin.
Yansıtma daha mantıklı. IPhone kullanmama rağmen, televizyon izleme aracım Android TV Box. Google play aracılığıyla Gain yükleyebildim ama arama çubuğunu görüntülebilmek için ekranımı yataya ayarlamak zorunda kaldım. Yan bakıp MFÖ Belgeselini arattım. Karşıma çıkan ilk bölüm 5. bölümdü. Bir kuvvet ilk bölümünü bulup, başlatıp ekranımı yeniden dikeye ayarladım. Bölüm sonunda otomatik atlama garabetiyle koronavirüs sayılarını aldım. Neden bunu yaşıyorum diyerek telefonumu hdmi kablo vasıtasıyla ekrana bağladım. Gerçekten izlemek istediğim bir içerik için yaparım elbette ama neden bu çağın işi olduğunu iddia edip, son kullanıcıya bunu yaşatır bir platform düşünmeden de edemedim doğrusu.
Bilişim sektöründe gözde bir tabir vardır, uygulama geliştiriciler, mobil kod yazanlar iyi bilir. User Friendly. Kullanıcı dostu olarak tercüme edelim. Eğer Gain yönetimi ben klavyeye bakmadan yazı yazabilen sağa kaydırıp, aşağı yuvarlayıp işimi beceririm diyen kitleye hitap ediyorum diyorsa amenna. Bu yaklaşıma da saygı duyar, yeni bu oluşuma her şeye rağmen destek olurum. Ama ya ben? Benim gibiler? Bu tip geri bildirimleri elbette alıyorlar ve teknik sıkıntılar için aksiyon planlarını yapıyorlardır. Kimseler soğumadan hallederler umarım. Ömrü uzun, izlenmesi bol olsun diyelim.