2020-04-23 12:00:38

Hayaller gerçeklerden daha güzeldir

Şakir Demirpehlivan

23 Nisan 2020, 12:00

Fantastik ya da gerçeküstü tür, yapı itibari ile gerçekçi algının ötesinde kendi mantığını ve gerçeğini yaratan, hayal gücünde sınır tanımayan, doğaüstü olayları ve fantazyaları anlatı içerisine taşıyan türdür. Fantastik kavramı ilk kez 18’inci yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da ortaya çıkıyor. Korku-gerilim türü romanların etkisiyle başlayan bu süreç, gerçeküstü öğelerin yazıya aktarılması ile yeni bir türü doğuruyor. Düşsel bir dünya yaratılmasının temelleri atıldıktan sonra, fantastik tür dünya yazınında kendisine güçlü bir yer bularak hepimizin yaşamına dâhil oldu. Dünyayı etkisi altına alan fantastik filmler, bilim kurgu örnekler, çok satan fantastik romanlar, gerçeküstü öyküleri işleyen diziler ile birlikte tür kendi tutkunlarını yarattı. Nesnel gerçekliğin sınırları yıkıldı ve görsel işler üreten ekipler için uçsuz bucaksız bir yaratım dünyası göründü.

Gerçeküstü gerçekliği kurmak zorundasınız

Hem dizi, hem sinemada fantastik öyküleri işlemek; yazar, yönetmen ve sanat yönetmeni açısından bambaşka bir deneyim. Yaratıcı süreçte düşünceleriniz öyle özgür ki, istediğiniz mekânda, dilediğiniz kostümle, hayal gücünüzün en derin birikintilerinden çıkmış gelmiş fikirleri harmanlama şansınız var. Aynı zamanda bu, bir o kadar da zor bir süreç. Tıpkı gerçekçi işlerde olduğu gibi izleyiciyi mekâna inandırmak, mekânın kendi içindeki “gerçeküstü” gerçekliğini kurmak zorundasınız. “Bez Bebek” gibi her bölümü onlarca defa yayınlanmış, bugün hala televizyonda karşınıza çıkabilecek bir fantastik işe imza attım. Dekoru yaratırken hep hayal gücünü ön planda tutmaya çalışırım. Ancak nasıl gerçekçi bir dizide, mekânları karakterlerin yapılarına ve mekânın özelliklerine uygun tasarlıyorsak; gerçeküstü mekânlar yaratırken de aynı kriterleri yakalamayı gözetiyoruz. Yani bir nevi hayal gücüne, anlatacağınız öykünün duvarlarından bir set çekiyorsunuz.

Yaratıcı zeka gerektirir

Fantastik sanat yönetimi çok ciddi bir yaratıcı zekâ gerektirir. Tasarım sürecinin ardından uygulama sürecinde özel imalat aşaması başlar ki, fantastik formda pek çok dekor elemanının hazır bulunamayacağı göz önünde bulundurulursa, bu aşamanın da titizlikle yürütülen zorlu bir süreç olduğu görülür. Efsaneleri, mucizeleri, süper kahramanları, masalları, mitleri, hayalleri canlandırmak hem çok keyifli, hem çok kritik bir yaratıcı alan... Seyircinin yarattığınız dünyanın içine çekilmesine, ona inanmasına, onu benimsemesine zemin sağlamak zorundasınız. Alışık olduğu formların, boyutların dışında dekor ve kostüm öğelerini sunduğunuz zaman sizin hayalinize ortak olmaya başlıyor. Fantastik sanat yönetiminin güzelliği de bu noktada ortaya çıkar. Uçuk kaçık düşsel bir dünya yarattınız ve artık o dünyada aynı düşü zihninde yaşatan binlerce seyirci ile birlikte yürüyorsunuz…

İzlemesi keyiflidir

Türk sineması, seyirciye fantastik işler sunmaya başladığından bu yana her zaman büyük bir seyirci kitlesi tarafından beğenilmiştir. Kel Oğlan serileri, Ayşecik ve Sihirli Cüceler serileri, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Turist Ömer Uzay Yolunda, Ali Baba ve Kırk Haramiler gibi ilk akla gelen Yeşilçam eserleri ile başlayan serüven bugün arşivde onlarca fantastik film ve dizi biriktirdi. Üstelik yayınlandığı dönemde izleyicinin izlenme listesinin başına çıkardığı, defalarca yayınlanan, fenomen haline gelmiş diziler… Bu işler, tüm ekip açısından çok farklı bir çalışma gerektiren projeler oldu. Oyuncunun farklı metotta çalışmasından, kostüm tasarımcısının normalde basmakalıp işlerde asla bir araya gelmeyecek malzemeleri bir arada değerlendirmesinden, yönetmenin farklı açılar-farklı formlar yaratmasından, dekor tasarımcısının düşsel dünyayı ete kemiğe büründürmesine kadar projenin her adımı müthiş bir zihin çalışması, bir beyin fırtınasıdır. Renkler, desenler, formlar sınırsızca hizmetinizdedir. Düş dünyasında her adımınız bir sonraki için yeni bir ufuk açar. Bu anlamda fantastik türün, başta yazar olmak üzere tüm kreatif ekip için müthiş bir yaratım fırsatı olduğuna inanırım. Hem yetişkin, hem çocuk seyirci için izlemesi oldukça keyifli işlerdir.

Fantastik türün izleyicisi asla tükenmez

İnsanın hayal kurmaya, zihninde bir düş dünyası yaratıp onun içinde gezinmeye, gerçeklerden uzaklaşıp özgürce düşünmeye, uçuk kaçık düş atmosferinin içinde eğlenmeye her zaman ihtiyacı var. Fantastik türün izleyicisi asla tükenmez. 30 yıl Pınar Çocuk Tiyatrosu’nda çocuklara onlarca farklı iş üretmiş biri olarak diyebilirim ki hayaller, gerçeklerden daha güzeldir… Orada yürümekle hiç tükenmeyecek, sürekli kendini yenileyen, sürekli genişleyen bir dünya var. Seyirciye sunacağımız yeni düşlere, gününü bekleyen hayallerimize şimdiden selam olsun.

Yorumlar (1)

Erdal KARA 5 Yıl Önce

Düşsel dünya tasarımı, sanatı sanat yapan ögedir ve fantasik kurgularda başat konumdadır. Bu anlamda görsel sanat tasarımcısının ne kadar güç bir iş olduğunu vurgulamak açısından yararlı bir yazı olmuş. Kutluyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.