Tam 68 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi’nde başladı Türkiye’nin televizyon yayıncılığı macerası. İTÜ TV kısa sürede halkın ilgisini çeken içerikler üreterek cazibe merkezi olmayı başardı. Dönemin sanatçıları da İTÜ TV’de görünmeye başladığında henüz Türk halkının evinde televizyon yaygınlaşmamıştı. Ama televizyon sahibi olanlar arasında “Zeki Müren’de bizi görecek mi?” sorusu dillere pelesenk olmaya başlamıştı. Siyasi sohbet programları, skeçler, hava durumu, haber ve yarışma programlarıyla bazı günler yayın vardı. Tam 18 yıl boyunca da kaliteli bir yayın hayatı oldu İTÜ TV’nin. Hükümet talebiyle İTÜ TV TRT’ye devredilince sessiz sedasız kapandı Türkiye’nin ilk yayıncı kuruluşu... Sonrası malum... Televizyon her daim evimizin bir bireyi haline geldi. Çocuklar için dünyaya açılan pencere, yaşlılar için evde bir ses, yetişkinler için de kafa dağıtıcı bir eğlence olarak baş köşedeki yerini aldı.
Bayram tatili bile demode
Malum bayram, o nedenle nostaljik bir giriş yapmak istedim. Çünkü bayram bile demode oldu yeni dünya düzeninde... Yazının girişi de demode kaldı haliyle... Baksanıza hepimiz bayram günü evlerimize tıkıldık kaldık. Eskiden olsa televizyonda bayram programları olurdu. Bir sanatçı önce bir kanala, sonra diğer kanala giderdi. Biz de o kanalda yakalayamadıysak diğerinde mutlaka sevdiğimiz sanatçıyı dinleme fırsatı bulurduk. Bu yayınlarda demode oldu. Dizi de, program da, hava durumu da, haberler de, belgeseller de demode artık! Bayramda tatile gitmek bile demode şimdilerde...
Karantinada olduğumuz 70 günde demode olan televizyon moda haline döndürülebilir miydi? Bence evet ama bu öneri bile demode oldu artık. Zaman dediğin şey aslında, sus sus Oya, o bile demode artık. Aslında hepimiz kral ve kraliçeydik. Dong! Duydunuz mu zilin sesini, o da demode olmuş.
Şimdi moda cüret etmek
Peki, şimdi ne olacak? Aç kulaklarını iyi gör, aç gözlerini iyi duy! Artık her şey anbean küçük bir ekrana teslim! Sen izleyicinin cebine girmeyi başardıysan eşitsin. Farkındaysanız “kralsın” demedim çünkü krallık da demode...
Şimdi moda; özgür olmak, krala biat etmemek, zamanı çöpe atmamak, ulaşılabilir olmak, kibrini mezara gömüp gülen yüzünle barışmak, bana bir şey olmazcılığı tarihe fırlatmak, çok yönlü olmak, araştırmak, gülmek, mizah yapmayı bilmek, ‘an’da ve anında aksiyon almak, konjonktüre karşı eylem planı yapmak, sınırları kaldırmak, “Merhaba arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz” demek, her şeye cüret etmek, olmazsa “denedim olmadı” demek, duygusal olduğunu göstermek, içeriğe önem vermek, dalga geçmek herkesle ve kendinle...
Bu liste uzar gider. Zaman kelimesinden zam kısmını atıp an kısmına odaklandığında sor kendine, sor şimdi... Sen an’ı nerde unuttun? Zam kısmına takıldın ve demode kaldın...
Herkese iyi bayramlar...