Malum haftalardır eve kapandık. Önce evde ne yapacağımızı bilemedik, sonra her zaman ne yaptığımızı hatırladık ve birçok hane kaldığı yerden televizyon izlemeye devam etti. Arada bir koronavirüs dışında denk geldiğimiz bir haber olursa da mutlu olduk. Mesela bu süreçte internetten kitap satışları arttı. Ama kitap hiçbir zaman Türk halkının yegane eğlencesi televizyon kadar popüler olamadı. 11 Mart’ta ilk vakanın açıklanmasıyla birlikte reklam setleri durduruldu. Sinema, televizyon ve oyunculuk sendikaları dizi setlerinin durdurulması için çağrıda bulundu. Bazı setler ara verirken RTÜK Başkanı yayına devam eden dizilere teşekkür etti! Her ne olursa olsun televizyon devam etmeli, diziler eğlendirme görevini yerine getirmeliydi. Neyse ki sonunda birkaç set hariç dizi setleri durdu.
Kadın kuşağı evlilik ve suçlu peşine düştü
Ancak bu defa da bambaşka bir sorun ortaya çıktı. Dizilerin yeni bölümleri bitince kanalların elinde içerik kalmadı. Bir kez daha gördük ki, televizyonculuk sektörünü diziler ayakta tutuyor. Ya da kanalların dizilere bel bağlamasıyla televizyonculuğun çöküşüne, içinin boşalmasına şahit oluyoruz. Program desem iki elimin parmaklarını dolduracağım içerik bulamıyorum. Aslında uzun zaman önce canlı yayınlar ücret karşılığı konuk ağırlamaya başlamıştı. Kadın kuşağı programları da evlilik ya da suçlu peşine düşmüşlerdi. Ne acayip değil mi? Bunları evimizde konuşmak ayıpken, canlı yayınlarda anlatmak moda oldu. Kadın kuşağı bu iki konu arasına sıkışıp kaldı.
Beyaz Show nostalji oldu
Müzik-eğlence programı olarak seçenek var mı diye düşündüğümde de aklıma hiçbir şey gelmiyor. Gözümde TRT 1'de yayınlanan Kokteyl canlanıyor. Bunu dile getirmiyorum. Çünkü şu anda bu isimde bir program yapmak bile sakıncalı. Bir Başka Gece düşüyor aklıma. Sonra Sayısal Gece ve diğer Milli Piyango çekilişleri... Hepsi sessiz sedasız ekranlardan çekildiler. Kanal D'nin Şahane Pazar programı hatırlayamayacağımız kadar eskide kaldı, Beyaz Show bile nostalji oldu. Neyse bu yazı nostalji özlemiyle amacından sapabilir.
Programlar TV8’de yayınlanıyor
Günümüzde ekranlarda O Ses Türkiye, Survivor, MasterChef ve Yaparsın Aşkım dışında eğlence programı maalesef kalmadı. Dönem dönem başlayan ve yayın hayatı kısa süren müzik yarışmalarını saymıyorum. Eğlence programı diye genel bir başlık altında toplamak zorunda kalıyoruz. Çünkü yarışma, müzik gibi kategorize edecek kadar çok örnek maalesef elimizde yok. Ki bu programların bir çoğu kendini eğlence kanalı olarak tanıtan TV8'de yayınlanıyor. Fakat aynı dönemde yayınlanmıyorlar. Çünkü yılın farklı periyotlarında prodüksiyonu yapılıyor.
Masaya yatırmayı yanlış anladık
Geriye elimize en masrafsız televizyon programları kaldı. Bir masa, iki sandalye yayın yapmak için yeterli oldu. Yerel kanal mantığı nerdeyse! Tek fark, stüdyonun daha fiyakalı, yayın kalitesinin daha iyi olması. Masa başında ülke kurtarıyoruz, masa başında maçları tartışıyoruz, masa başında doktor ağırlıyoruz, masa başında magazin konuşuyoruz. “Masaya yatırma'” tabirini yanlış anladık sanırım. Adeta masaya yatırıldık. Dizi izlemiyorsanız buyrun konuşan konuklarımız var, onları izleyin! Peki, izlemek yetiyor mu? Okumaya, araştırmaya zaman ayırmamakla da ilgisi var. Birileri sizin yerinize düşünüp, sizin yerinize konuşuyor. Dizilerin “Mutfağa çay koymaya gidip geldiğimizde bir şey kaçırılmayanı” makbulse TV programları da bizim yerimize tartışıp, bize ne düşünmemiz gerektiğini söyleyenlerle, bizi en az zorlayanlarla doldu.
Netflix arşivi de bitecek
Koronavirüsle birlikte masa başında konuşulan tek konu karantina ve salgın oldu. Her masa başında doktorlar var. İzleyicili kadın programlarında stüdyolar boşaldı, alkış kıyamet kopmaz oldu. Gelin görün ki karantina bir gün bitecek. Ama o güne kadar Netflix, Blu TV, Amazon arşivi genç izleyici tarafından tüketilecek. Televizyon kanallarıysa arşivlere girip geçmişin yüksek reytingli dizilerini yayınlamaya başladı bile. Ne dersiniz? Belki kanal yöneticileri biraz daha eskilere gidip, televizyon programları/showları konusunda da iyi olduğumuzu hatırlar. Eve kapandıkları şu günlerde izleyici gözüyle kaliteli programların eksikliğini hissederler.