“Harry&Meghan” tüm dünyayla aynı anda Türkiye’de de Netflix’e yüklendi. Tabii ki ben de hemen izlemeye başladım. Çünkü İngiliz basını kadar, Türk basını da monarşideki tüm görevlerinden istifa edip Amerika’ya taşınan Prens Harry ve eşi Meghan’ın bu kararı neden aldığını merak ediyordu. Tabii bu merakımın altında yatan başka bir neden daha vardı. Bebekliğimizden itibaren bize okunan masallar var ya, hani prensin gelip kadını öptüğü ve eşi yaparak ülkenin prensesi ilan ettiği… Zaten babalarımız da bizi “prensesim” diye sever. Kadın doğar doğmaz bilinçaltına prenses olabilme tohumu atılır. Hayatı boyunca tüm amacı bir prens bulup prensesliğe çıkmaktır. Gördüğünüz gibi masallar erkekler tarafından yazıldığı ya da erilleşmiş kadınlar tarafından yazıldığı için eşitlikten bahsetmek zor. Kadına düşen görev bir prensi kendisine aşık etmek… İşin burasından bakınca Meghan ve Harry hikayesi tam da bu masallara uyuyor. Kadın Amerikalı, melez bir oyuncudur. Erkek ise İngiltere’de prens! Noel filmi çekiliyormuş gibi görünse de bu hikaye İngiltere’de birebir yaşandı. Üstelik bu süreçte ne ırkçılık tartışmaları durdu, ne de eltilerin savaşı…
HARRY MEGHAN’IN INSTAGRAM’DA BEĞENMİŞ
Hani tüm kadınların tek hayali prenses olmaktı. Meghan orada durumu tersine çevirdi. Yetkisiz bir prensesliği kabul etmeyen Meghan, Harry’i de ikna ederek monarşideki görevlerinden istifa ettirdi. Sonra da kendi belgesellerini çektiler. İş buradan bakınca yılın en iyi halkla ilişkiler kampanyası. Ama belgesel pek çok merak uyandıracak şeye sahip. Mesela; Harry ve Megan Instagram’da tanışmışlar. Harry Snapchat’in köpekli filtresiyle poz veren Meghan’ı beğenmiş ve ortak arkadaşlarından onları tanıştırmalarını istemiş. Paparazziler nedeniyle daha önceki ilişkilerini yaşayamayan Harry bu defa işi batırmak istememiş ve gizli tutmaya karar vermişler. Birbirlerini tanımak için ikisinin de uygun olduğu bir hafta varmış. Afrika’da telefonun bile çekmediği, çadırda kaldıkları bir coğrafyada birlikte olmuşlar ve aşık olmuşlar. Şu ana kadar belgeselin ilk 3 bölümü yayınlandı. Haftaya kalanını izleyeceğiz. Buraya kadar her şey Meghan’ın gözündendi. Meghan’ın çok iyi bir hayatı olduğunu ve bu ilişki için, prenses olabilmek için nelerden vazgeçtiğini dinledik.
HALKLA İLİŞKİLER BAŞARISI MI?
Meghan’ı sevenler ve oynadığını düşünenler diye ikiye ayrılmış bir topluluk var. Niyeyse herkes Harry’i saf görüyor. Kesinlikle Diana’nın oğlu olduğu için kredisi çok güçlü, o nedenle belgesele “Ben annemin oğluyum” diye başlıyor. O da biliyor ki, bu cümle onu tüm dünyaya sempatik gösterecek.
Ezcümle; ben Noel filmlerini izlemeyi severim, kafamı dağıtır. Harry&Meghan belgeselinde de şimdilik bir peri masalının klişesine çomak sokup kendi masalını yazmaya kalkan Meghan izledik. Bakalım, ilerleyen bölümlerde bu halkla ilişkiler başarısı mı olacak, yoksa kendi masalını yazmaya kafayı koyan bir kadın ve prensini mi izleyeceğiz?
Yalı Çapkını Ferit’i bitirdi!
Güzel dediğimin ömrü güzellikte uzun sürsün lütfen! Kısa bir süre önce Yalı Çapkını’nın pek çok dizinin formülünü çok iyi harmanladığını ve yeni bir şey söyleyemeye çalıştığını yazmış, hatta tebrik etmiştim. Çok değil birkaç gün sonra Yalı Çapkını’nın yeni bölümü geldi ve şaşkınlıkla bölümü izledim. Gece dışarı çıkmış ve bir magazin gazetecisi tarafından fotoğraflanmış Ferit’in bu fotoğrafı bütün bölüme yayıldı. Normalde bir bölümün çok önemsiz bir parçası olacak durum büyüdükçe büyüdü. Yetmedi, cuma akşamı ekrana gelen bölümde de aynı konu devam etti. Ya düşünün bir fotoğraf, 2 bölüm 260 dakikayı aldı. Ama o fotoğraf çok önemliydi gibi bir durumu da kabul etmek mümkün değil! Çünkü Ferit gezip tozan bir adamdı, o nedenle evlendirildi. Seyran bara gitse ve iki erkekle yakalansa bu iki bölümlük konu olabilirdi. Çünkü Gaziantep’ten gelen ve hiçbir şey bilmemekle tanıtılan biri… Ama “Ferit Korhan gecelerde” haberi neden o koca Korhan Ailesi’ne işi gücü bıraktırdı anlamak zor. Bir de bize bu bölüme kadar izlettiğiniz Ferit’e ne oldu? Rahat, anlayışlı, çocuksu, sorumsuz ama iyi kalpliydi. Şimdi bir anda hastalıklı bir adama dönüştü. Sürekli ağlıyor, psikopat gibi davranıyor, bekarete takıntılı bir oldu. Cuma yayınlanan bölümde Pelin’in söyledikleriyse Ferit’i tamamen bitirdi. Ferit delirecekse bu delirişini bize yavaş yavaş verin ey senarist. Bu geçiş çok ama çok hızlı oldu. Bir önceki bölümde “Senin geçmişin beni ilgilendirmez” hassasiyeti gösteren Ferit, bir bölüm sonra bekaret takıntılı psikopata dönmemeli!
Kurak Günler izlemeyen kaldı mı?
Cuma günü vizyona girdi Kurak Günler. Gelen bazı görüntülere göre; salon tıklım tıklım! Bunun tüm ülkeye akın akın yayılmasını diliyorum. Küçük bir hatırlatma yapmak istedim. Bugün pazar, tam da sinema havası! Kurak Günler izlemek için güzel bir gün!