Yemek ve sporla olan ilişkimiz oldukça karmaşık. Kafalarda hep “Ne yesem, ne zaman yesem, ne kadar yesem, şunu ondan önce mi yesem yoksa bunu 2 saat sonra mı yesem” gibi pek çok soru dolaşıyor. Aç karnına spor yap ama çok da aç olma 2 kayısı ye, yok yok yemekten 2 saat sonra spor yap, yok o da değil spor yaparken enerji ihtiyacı için protein ye! Ayy bayılıcam!
Her gün o kadar tuhaf şeyler duyuyorum ki yemek ve sporla ilgili... “İnsanlar aynı şeyleri okumaktan, duymaktan sıkılmışlardır” diye düşünürken aslında fark ettim ki bu iki konu üzerindeki muamma çözülemeyecek.
İşleri sürekli daha çetrefilli bir hale getirmek yerine şunu anlasak; sağlığın için bedeninin hareket etmesi lazım, spor dediğimiz şey bu. Karnın acıktığında da yemek yemen lazım, beslenme dediğimiz şey de bu. Bu kadar basit!
Acıktığında karnını doyuracak kadar yesen kilo almayacaksın aslında ama kendi bedenini dinlemeye o kadar kapalı ki kulakların doyup doymadığını bile anlamıyorsun çoğu zaman. Tamam hadi itiraf edelim, aslında doyduğu halde kalan salatayı yemeye devam eden kaç kişiyiz ya da kalan yarım dilim ekmeği yoğurda bandıran?
Her zaman söylüyorum, kilo vermenin matematiği çok basit. 2-1=1. Bu kadar! Harcadığın enerji aldığın enerjiden fazla olursa kilo verirsin. Bunun için ne sabahları yulaf yemen, ne her öğün salata yemen, ne de karbonhidratı kesmen gerekmiyor. Akıllı, mantıklı, dengeli ve düzenli beslensen yeter.
Yemekle olan ilişkini gözden geçirmeye ne dersin? Ne zaman yemeğe yöneliyorsun?
Seni ne tetikliyor? Elin ilk neye gidiyor? Cips mi, çikolata mı? Yemeğe yüklediğin anlam ne?
Genelde yemeğe yüklediğimiz anlam bedene düzgün çalışması için gereken enerjiyi sağlamaktan öte bir seremoni, kutlama, keyif, ödül ilişkisi içeriyor. “Çok stresli bir gündü, tatlıyı hak ettim. Muhabbet çok güzel, cips ve bira iyi gider” gibi ödül ilişkisi içerisine oturttuğumuz zaman daha cazip ve ulaşılması gereken bir hedef haline geliyor.
Eğer senin de yemeğe ve spora dair bu gibi ceza-ödül örüntüleri varsa kafanda, belki onların üzerine biraz düşünmek ve bu şartlanmaları ortadan kaldırmak yardımcı olabilir. Dün 2 dilim börek yedin diye bugün spor salonunda kendine eziyet etme mesela.
Ne yediklerin bugünlerde yaşadıkların için bir ödül, ne de yaptığın spor bedenini cezalandırma yöntemin olmasın.
Sağlığın için, bedenine, zihnine ve ruhuna iyi bakmak için ve sağlıklı yaş almak için beslenmene ve sporuna özen göster, gerisi peşi sıra gelecek zaten…