Çocukken büyüklerimiz her yaptığımıza ‘’Bizim çocukluğumuz böyle miydi, biz şu oyunu oynardık, şöyle giyinir, bu aksesuarları takardık’’ derlerdi. Şimdi bizler büyüdük ve o zamanlar eleştirildiğimiz o cümleleri kurar olduk. Sanırım döngü böyle de devam edecek. Her nesil kendi yaşanmışlıklarına özlem duyarak bu zamanın yaşamını eleştirecek. Kuşaklar arasındaki fark teknolojinin gelişmesi, bilgiye kolay ulaşılması, çocuklarla geçirilen zamanın azalması ve daha birçok nedenden ötürü giderek açılıyor. Kendimi Y kuşağı olarak tanımlarsam yeni dönemin modasını bizden sonra gelen Z kuşağı belirliyor. Dolayısıyla bu kuşak birçok markanın da cazibe merkezi haline geliyor. Yakın zamanda ekonominin belirleyicisi olup, satın alma gücünü eline alacak Z kuşağı markalardan netlik istiyor. Dolayısıyla markalarda yakın gelecekteki potansiyel müşterilerinin profilini oluşturmak için araştırmalar yapıyor.
Yapılan araştırmaya göre Z kuşağı alışveriş yaparken akıllı telefonlarını kullanıyor ve mağaza içi dijital etkileşime önem veriyor. Ayrıca giyilebilen ürünleri fiziksel olarak giymeden deneyebilmelerini sağlayan ‘’sihirli ayna’’ gibi araçları mağazalarda görmek istiyor.
Gelecek yıllarda perakende mağazalarında otomasyon, yapay zeka ve IoT’nin yer alacağı düşünülüyor. Mesela mağazanın mobil uygulamasında tüm mağazayı gezmeden aradığımız spor kıyafetin yerinin gösterilmesi veya indirimli fırsat reyonunu gösteren araç olması gibi… Bu uygulamalar ile beklentilerine kısa sürede kavuşan, hızlı karar verip satın alan bir müşteri kitlesi ortaya çıkıyor. Hâlbuki bizim zamanlarımızda saatlerce aynı mağazada kalıp kıyafet denenirdi.
Z kuşağı markalarda söz sahibi olmak istiyor. Markalarda bu konuda kayıtsız kalmayıp müşteri isteklerini, geri dönüşlerle, etkinliklerle, kampanyalarla etkin hale getiriyor. Kişiye özel kampanyalar, özel günlerde videolu kutlama, alışveriş geçmişine göre ödüllendirme yapıyorlar. Z kuşağı tasarımda da yer almak istiyor. Hiç kimsenin sahip olmadığı, kendilerine özel ve kendilerinin yorumu olan kıyafetler giyinmek istiyorlar. Geleceğin mağazalarında belki de çok özel teknolojik makinalar, 3D yazıcılar ve dijital baskı makinalarıyla kendi tasarladıkları ürünlerin kumaşını seçip, dikilmesini izleyen müşteriler göreceğiz.
Düşünsenize bir davete katılacaksınız, aklınızda papatya desenli bir bluz giyinmek var. Ne yazık ki aradığınızı bulamadınız. Böyle teknolojik bir mağazaya gidip istediğiniz çiçekli bluzu dakikalar içinde yaptırıyorsunuz. Ne harika değil mi? Klasik perakende mağazacılığı yerini dijital satışa bırakırken mağazalarda yeni çağa ve ne istediğini bilen Z kuşağına uyum sağlayacaktır. Seçmek ve seçilmenin değişkenlik göstereceği yakın geleceğe umarım kolayca adapte oluruz.