Değişime “şimdi” başlayalım
Kulları plan yaparken Tanrı yukardan gülermiş ya, bizimki de o hesap. Bu yıl ne olmaz dediysek oldu. İmkansız gördüklerimiz bir bir başımıza geldi. En büyük kabuslarımız gerçeğe dönüştü. Halbuki yeni yıla girerken 2020 çift sayı ve yuvarlak rakamlardan oluştuğu için bendeki algısı pozitifti; güzel geçer diye ummuştum. Ne kadar da yanılmışım.
Eylül ayında tek derdimiz Avusturalya’daki yangın ve orada feci şekilde ölen binlerce hayvandı. Dünya yanıyor diye bas bas bağırırken çığ, deprem gibi felaketlerle sınandık. Mehmetçiklere yapılan saldırıyla kahrolduk. İran ve Rusya ile savaşın eşiğinden döndük. Koby Brant ve kızına üzülürken nasıl ve ne şekilde ortaya çıktığı hala büyük muamma olan koronavirüs ile zirveyi yaşadık. Tüm dünya ters düz olurken bizimde ezberlerimiz bozuldu. Tüm planlarımız tek tek iptal olurken, hayallerimizi (mezuniyet, düğün, nişan... vb.) rafa kaldırdık.
Bu durum daha uzun bir süre bir ileri iki geri devam edecek gibi görünüyor. Birileri hayatımızdan en az 2 yılımızı çaldı. Peki her şeye rağmen, tüm bu olumsuzluklara karşı yine de uzun olmasa da kısa vadeli planlar yapıp, küçük mutlulukları yakalayabilir miyiz? Bu süreç bana şunu öğretti. Yaşadıklarımız yanımızda kar, erteleyip yaşayamadıklarımız ise aklımızda kalıyor. O zaman ne yapıp edip bir şekilde yazı yaz gibi yaşamanın yolunu bulup koronavirüsün eksilerini pozitife çevirebiliriz. Yani krizi fırsata çevirebiliriz. İçinde bulunduğumuz duruma farklı açılardan bakmanın zamanı çoktan gelmiştir ne dersiniz?
İşte bu yaz her şeye rağmen yapabileceklerimizin listesi…
O zaman koronavirüse inat yaz gibi yaz diyelim en az 3-4 tanesini gerçekleştirmek için gayret edelim. Madem yurt dışına gidemiyoruz, bizde kendi ülkemizin turisti oluruz. Görülüp gezilecek o kadar harika rotalar var ki saymakla, görmekle bitmez.
Koronavirüs günlerinde yaz için 10 alternatif program önerileri
Motokaravan kiralayarak gayet steril bir ortamda Ege’nin bakir koylarını keşfe çıkabilirsiniz. Nüfusun az olduğu yerlerde karavanda konaklayıp, yine az bilenen koylarda deniz ve güneşin tadını çıkartabilirsiniz. (Bördübet Marmaris, Kisebükü Bodrum, Bozcaada Akvaryum Koyu, Çamlıbelköyü Kaz dağları.)
Size özel tekne/gulet turu yapın. Çok az sayıda arkadaşınızla tekne/gulet kiralayıp Akdeniz’in az bilinen koylarının sefasını insan içine karışmadan sürebilirsiniz (Göcek Hamam Koyu, Gökova İngiliz Limanı gibi internetten çok daha fazlasını bulabilirsiniz.)
Çadırla kamp yapın. Çok az maliyetle yapılacak en ekonomik tatil. Alacağınız bir çadırla çok uzaklara gitmeden bulunduğunuz bölgenin kamp alanlarında gözlerden uzak doğa ile iç içe sakin bir hafta sonu kaçamağı yapabilirsiniz. Terasınız, bahçeniz varsa bir hafta sonu orada bile bunu deneyimleyebilirsiniz.
Karadeniz kıyılarını keşfe çıkabilirsiniz. Riski, kalabalığı az illerden biri olan Ordu’dan başlayabilirsiniz. Müthiş ve gizli kalmış pek çok güzelliği içinde barındıran Ordu, eminim havası ve doğası ile sizi çok etkileyecek. Eğer giderseniz uğramadan dönmemeniz gereken yer Akamoy... Ordu Boztepe’nin nefis manzarası eşliğinde, enfes yemeklerin tadına bakabileceğiniz şahane bir mekan. Aile işletmesi olan Akamoy özellikle çocuklu ailelerin çok rahat edebileceği bir atmosfer sunuyor. Arabanızı Ordu’ya park edin ve Boztepe’ye teleferikle çıkın. 20 dakika süren bu teleferik deneyimi tatilinizin unutulmaz anlarından biri olacaktır.
İş nedeniyle eğer bulunduğunuz yerden çok fazla uzak kalamıyorsanız piknik yapabilirsiniz. Sandviç, meyve, sebze ve sularıyla dolu bir sepet hazırlayın ve manzaralı güzel bir yer bulun. Müziği açıp, kendinizi ritme bırakın ya da okumayı ertelediğiniz bir kitabı okuyun.
Bisiklet turuna çıkın, hem açık havada gezin hem de form tutun. Yazın bisiklete binerek sizi ferahlatacak sakin alanlara giderek hem eğlenip, hem de spor yapabilirsiniz.
Bahçe ile uğraşın. Eğer evinizin ya da yazlığınızın bir bahçesi bulunuyorsa, hatta balkon veya teras bile olabilir. Ağaçlarla, çiçeklerle, sebze ve meyvelerle uğraşmak ruhunuza da iyi gelecektir. Açık alanınız olmasa bile, sulu meyveler ve kaktüsler çok az bakım gerektirir. Yani balkonunuzda dahi bir şeyler yetiştirebilirsiniz.
Dağ evi kiralayın. Abant, Sapanca ve Bolu’da dağ evi kiralayabilirsiniz. Ters köşe yapıp sahil yerine insan trafiğinin tersine bir rota izleyebilirsiniz.
Blog Açın. Günlük tutmayı sevmiyorsanız onun yerine kişisel bir bloğunuz olabilir. Sevdiğiniz bir hobiniz varsa, bunu sevdiklerinizle paylaşın. Yemek, müzik, koleksiyon ne ile ilgileniyorsanız onunla ilgili yazın. Yayınlamazsanız bile yazmanın gücü ile rahatlayın, kafanızı boşaltın.
Ve bol bol spor yapın. Bütün kış evlere tıkıldık, şimdi hareket etmenin zamanı. Yoga, koşu, yürüyüş, kürek, size ne uyuyorsa sosyal temas gerektirmeyecek yeni ve yapmadığınız şeyleri deneyebilirsiniz. İlginizi çekecek sporları deneyebilirsiniz. Sporu, egzersizi hayatınızın bir parçası yapın çok uzaklara gidemeseniz bile kafanızı, bedeninizi rahatlatın.
Elimizde olan tek şey “şimdi.” Ve biz onu nasıl istersek öyle yaşarız. Geçmiş geçmişte kaldı. Onu değiştirme, düzeltme şansımız ne yazık ki yok. Gelecek henüz gelmedi, boşuna kaygı yaratmaya ne gerek var. Geriye kalan tek şey şimdi. Anlık mutluluklara odaklanalım, anda kalalım. Değişime “Şimdi” başlayalım.