Sonbahar
Yılın en sevilen ayı geldi, eylül… Doğanın kışa girerken bize akıl almaz bir sunumla renklerini sergilediği ay… Gökyüzünde güneşin rengi farklılaşırken doğada da renklerin çeşitli tonlarına tanık olmaktayız. Bu kadar farklı renklerin bu kadar uyumlu olması gözümüze, ruhumuza büyük bir şölen olarak sunulmakta…
Farklılıkların, zaman zaman alışılmış olanı zorlasa da hayata bakışımızı zenginleştirdiği için her konuda olması gerektiğini düşünüyorum. Farklı programlar, farklı diziler, farklı filmler… Hatta farklı reklamlar… Televizyon kanallarında farklı bir iş izlediğimizde belki önceleri onun farklılığına alışamıyoruz ama sonra severek izlemeye başlıyoruz.
Son dönemlerde cinayetleri çözen programların ilgi gördüğüne tanık olduk. Biz daha önce 3. sayfa haberi olarak gördüğümüz bu tarz haberleri sadece okuyup geçerdik. Bu programlarla birlikte mağdur olan kişilerin duygularını, düşüncelerini de öğrendik. Onların basında geçen isimlerinden, yaşadıkları olaydan farklı olarak gerçek birer insan olduklarını fark ettik. Kimi zaman haksız bulduk, kimi zaman çaresiz…
Kimi zaman kızdık kimi zaman acıdık. Onlar da bizim gibi birer insandı ve dizi izler gibi başlarına gelenleri izleyip dinleyerek onların adaleti arama çabalarını seyrettik. Hepsi mağdurdu ama hepsinin hikayesi farklıydı. Zaten dizileri başkalarının hayatını öğrenmek için izlediğimizden bu programları da aynı merakla izledik… Farklı hayatları öğrenmek için…
Bu farklılık, bize sonbaharın güzel renklerini getirmedi belki ama hüznünü yaşattı…
Sağlıklı ve güzel günler dileğiyle…