NBC-Lynch sonelerinde öldürdüğünüz şeyler
23 Ocak-2 Şubat 2025 arasında düzenlenen 47. Sundance Film Festivali'nden En İyi Yönetmen Ödülü'yle dönen "The Things You Kill"in eleştirisini paylaşıyorum. İran asıllı Alireza Khatami'nin Türkçe diyaloglara hakim olup olmadığına dair tartışmalar açacaktır.
FİLMİN NOTU: 4.3
KHATAMI'NİN AVANT-GARDE SONELERİNDE ANADOLU YOLCULUĞU
Alireza Khatami, 'pastoral Lynch dizeleri'nde NBC usulü bir yolculuğa çıkarıyor. "Oblivion Verses" (2017) ve "Terrestrial Verses"ta (2023) avant-garde sonnelere davet etmişti kült seyiricisini. İlkindeki göçmen öyküsünden altı yıl sonra 'uzaylı istilası' Farsça gerçekleşmişti. İlkindeki 'göçmenlik'in yerini ikincide 'uzaylı istilası' almıştı. Bu kez ise bir çeşit 'serbest vezin' var.
Aslında 'natüralist hayaletler'e kaymak daha iddialı hale gelebilirmiş. Ama burada baştan itibaren pastoral dizelerin izinde Türk aile yapısı ve etrafındakiler bize 'büyülü' bir şekilde yansıtılıyor. Bu halet-i ruhiyenin ise zamanla bir 'pastoral yürüyüş'e kaydığı apaçık.
ERCAN KESAL USTALIKLI BİR SİHİRLE NOKTAYI KOYUYOR
Elektronik beste ve Lodz Film Okulu görüntü yönetmeni Bartosz Swiniarski katkılarıyla burada yaşayanlar ciddi bir 'suç ve ceza' eylemi yaşatıyor. Bu durum baştan sona berrak bir fotoğraflama ile vuku buluyor.
Ancak zamanla bir David Lynch egzersizine kayıyor. İsim olarak başlayan 'öldürdüğünüz şeyler'in parçalı yapıdan mitolojik bir yeniden dirilişle finalde cebrail Ercan Kesal önderliğindeki yansıtıldıkları çok işlevli bir sinema yolculuğu. Usta dokunuşu taşıyıp oyuncunun sihirli son dokunuşuyla heyecanlandırıyor.
HINER SALEEM, ANA LILY AMIRPOUR'UN HATALARINA DÜŞÜYOR
İran sinemasının deneysel ve yasaklı yönetmeninin; Maryam Kezhavarz ve Ana Lily Amirpour ile beraber yer alması sebebiyle burada 'kimliksizlik'i merkeze aldığı gözüküyor. Ama bu kez hedef kopuşu da gerçekleşiyor. Amirpour'un "Bad Batch" (2016) ve "Mona Lisa and The Blood Moon"da (2021) İngilizce diyalog problemi çektiğine tanıklık etmiştik.
"Dar Elbise"de (2016) Kürt/Arap sinemasının deneysel Jim Jarmusch'u Hiner Saleem'in sürüklediği oryantalist uçuruma benzer bir halet-i ruhiye görüyoruz. Bu durum karşılığında Dostoyevski dokunuşlarının son düzlükte finalle 'cebrail' misali Ercan Kesal dördüncü parça niyetine bir akvitive ile yükleme yapıp inadına yalpalayabiliyor.
ARAF'TA MİTOLOJİK FİNAL SEKANSI VURUCU
Etkileyici final sekansı 'ölüm-yaşam arasında kalmışlık' üzerine aslında NBC-Lynch arası bir egzersiz. Hayvanlarla insanların, doğayla çerçevelerin iç içe geçirildiği 'büyülü bir evren' emri veriliyor. Bu oyuğa sürüklenen ise etkilenebiliyor. Büyük oranda Türkiye'deki pastoral minimalizm ile mücadelenin farklı bir eylemi canlandırıyor.
Aslında bir çeşit sinemasal pastoral kimlik mücadelesine tanıklık ediyoruz. Filmin oyukları arasında Corneau başyapıtı yaratıcılık dönemi krizi filmi "Hint Noktürnü" ("Nocturne Indienne", 1989) olmalıymış dedirtiyor. Usta yönetmenin sinemasının klasiklerinden olan bu yapıtı kullanmamış. Egzotik diyarlar orada 'model arayışı'na alan açmıştı.
YENİDEN DİRİLEN KARAKTERLERLE PASTORAL KİMLİK ARAYIŞI
Aslında bu sayede "Kurak Günler" (2022), "Karanlık Gece" (2022), "Kar ve Ayı" (2022) gibi işlevsiz pastroral debelenmeyle 'dizi'ye kayma arzusuna benzer bir hareketlenme bu. Ama oyuklarına odaklanınca gerçekten de etki bırakma şansına sahip bir entelektüel dünya var.
"The Things You Kill"de Khatami adeta bir ailenin ve Türkiye minimalist sinemasının oyuklarında bir şeyler yapmak istiyor. Bunu da sürekli yeniden dirilen karakterlerle canlandırmak istiyor. Yapıbozucu eylem planı ışığında bize yansıyanlar etkili.
UZADIKÇA SENARYONUN ZAAFLARINI AÇIK EDİYOR
Ama Türkçe diyaloglarla bir uçuruma sürüklenen birinci kişilerin hiç de hoşnut olmadığı bir görsel evren var. Aksine "Mustang"dekine (2015) benzer bir eylem planı görüyoruz. Onun "Kings"deki (2017) İngilizce diyalogla alay konusu olduğu noktaya da sıçrayabiliyor aheste aheste.
Uzadıkça yönetmenin enerjik başarıları "Obvilion Verses" ve "Terrestrial Verses"daki 'dinamik dizeleri'nden geriye bir şey kalmadığı ortaya çıkıyor. Özellikle, 'giriş', 'gelişme' bölümünde Ercan Kesal gibi usta isim eksikliği sebebiyle olup bitenler 'pastoral illüzyon' olarak yansıyor.
TÜRKÇE DAVID LYNCH EYLEMİ NE KADAR BAŞARILI?
Türkiye'nin turistik güzelliklerini görünce Khatami büyülenmiş. Ama Deniz Gamze Ergüven ve Hiner Saleem'in düştüğü hataya düşüyor. "The Thing You Kill", 'Türkçe kopyala-yapıştır minimalizm uçurumu'na sürüklenen eserler arasında anılacaktır fazlasıyla.
Ömer Kavur, "Anayurt Oteli"yle (1987) ile Türkiye'nin David Lynch'ine dönüşmüştür. "Gİzli Yüz"de (1991) ise kendi "Mavi Kadife"sine ("Blue Velvet", 1986) imza atmıştı. Ama öylesi 'yeni kuşağın avant-garde David Lynch'i gibi bir olayı da yok Khatami'nin. Burada "Kayıp Otoban" ("Lost Highway", 1997) ile "Bir Zamanlar Anadolu'da" (2011) kırması bir yapı görüyoruz.
AVANT-GARDE SONNELER FİNALDE GAZA BASIYOR
Bunun 'avant-garde sonneleri' sonuç bölümünde işlevsel. Ama oraya gelene kadar Ekin Koç-Hazar Ergüçlü ikilisinin bu kitabi diyaloglardan çeken senaryoya isyan edecek bir yeteneği olmadığı açığa çıkıyor. Ercan Kesal ise başka siklette kendini kanıtlayarak bu Lynch-NBC kırması pastoral oyuğa çıkış arıyor!
İlk iki filmindeki gibi nev-i şahsina münhasır 'dize/sone' esintisi veren soyut bir eylem planı daha kalıcı olabilirmiş. Ama bu haliyle aslında Türkçe'den baştan gelen öylesine 'somutluk' filme zarar verebiliyor. Çabucak unutulacak hesaplı bir illüzyona kaymasına sebep olabiliyor.