Sahi biz dün gece hangi yıla girdik?
2021’in ilk gününden herkese merhaba! Herkes uyandıysa ve ayıldıysa dün geceyi çekiştirmeye başlayabilir miyiz? Çünkü dün akşam ekranda gördüğüm şey gerçekten canımı sıktı. Normalde ben 1 Ocak’ta gelenekselleşmiş “Dizi tutturma formülleri” yazımı yazardım. Ama arkadaşlar devir değişti, bizim de çağa ayak uydurmamız gerek değil mi? Okuyucularımıza, izleyicilerimize saygı göstermemiz lazım. Ayrıca maşallah herkes dizi tutturmayı iyi biliyor!!! Gelelim dün gecenin ekranlarına… Siz bakınca ne gördünüz? Ben neden Türkiye’de televizyonculuktan bahsedemediğimizi, Türkiye’de televizyonculuk açısından en gelişmiş kasın dizi yapabilmek olduğunu, karar vericilerin eskiye özlem duyduğunu ya da tek bildiği şeyin o olduğunu, izleyici ve kanal yöneticileri arasındaki kopukluğu, kanalların izleyiciye tepeden baktığını, deneme yanılma metoduyla televizyonculuk yapıldığını bir kez daha anladım. Çünkü ekranda 2020’den 2021’e girdiğimizi hissettiren tek kanal TV8’di.
İzleyiciye bunu mu layık gördünüz?
Herhalde kanallar ve yöneticileri “Sokağa çıkma yasağı var ve bu yıl evdeyiz. Bak şansa bu yıl ilk defa evdeyiz. Evde ne yapılır ki? En son ne zaman evdeydik? 1990’larda… O zaman çok eğlenmiştik, şimdi de eğleniriz” dediler ve 1990’ların ekranını önümüze koydular. TRT 1 Kalk Gidelim finali, Show TV Güldür Güldür, Kanal D Çok Güzel Hareketler Bunlar 2, Star İbo Show, atv Kim Milyoner Olmak İster, TV8 O Ses Türkiye, Fox Şahane Hayaller ve Kafalar Karışık adlı TV filmleriyle “Yılbaşı ekranı” hazırlamıştı. Zaten hepiniz izlediniz detaylarını yazmama gerek yok, hepsi birbirinden eski eğlence formatlarıydı ama Fox’un özensizliğine ayrı takıldım. Madem özel bir hazırlık yapmadınız, bari ekrana koyduğunuz filmlerle seyirciye onları ciddiye aldığınızı gösterseydiniz. Kaldı ki Fox’un sahibi Disney! Yılbaşı gecesi Türk izleyicisine layık gördüğünüz filmler bu düşük bütçeli TV filmleri miydi?
O Ses sanki Exxen tanıtımıydı
O Ses Türkiye bize günümüzü hatırlatan bir programdı ama orada da bir yıldan uzun süredir ekranda olmayan ekip paslanmıştı. Ekran önünde olmak tam da budur. Asıl mesleğiniz bu değilse ayrı kaldıkça paslanırsınız. Dün gece ne Ebru Gündeş, ne Beyazıt Öztürk, ne Hadise, ne de Murat Boz formundaydı. Hepsi kostüm seçimleriyle bile ekranı siyaha buladılar. Ya da onlar bile eskidi. Enis Arıkan sahne şovunu Hadise’nin şarkısıyla yaparken Hadise’ye nasıl dans edeceğini gösterdi dün gece. Hadise ben nasıl yapacağım deyip durdu. Ben şaşkınlıkla izledim. Nerede o eski Hadise’nin neşesi, tutkusu demeden de duramadım. Galiba eskiye özlem duyduğum tek şey Hadise’nin neşesiydi! Zaten O Ses Türkiye’de Exxen tanıtımı yapılsın ve açılışı duyurulsun diye yapılmıştı sanki. Bu arada tam 16 saattir Exxen’e giremiyorum. Sanırım sistem çoktan çöktü. Defalarca kredi kartı numaramı girmeme rağmen olmadı. Exxen bize ilk günden göz kırpamadı. Ben beceremiyorsam da birisi bana Exxen’i nasıl izleyeceğimi öğretebilir mi?
Şampiyon kim?
Yılbaşı ekranının reyting şampiyonu O Ses Türkiye’ydi. İbo Show ikinciliği üstlendi. Bence daha iyi bir seçenek olsaydı izlenmezlerdi. Fox’un ise ilk 5’e giren tek programı Selçuk Tepeli’yle Ana Haber oldu. Bence fazla söze gerek yok! Umarım bir gün izleyiciye tepeden bakmayan kanallarımız çağa uyum sağlar ve bize programlar hazırlarlar! Türk televizyonları dün gece herkes evde ve ekran başındayken yine krizi fırsata çevirmeyi başaramadı. Gece karnını doyuran “Ben başardım” dedi ve yoluna devam etti. Kaybeden yine televizyonculuk oldu.
Eski TV zihniyetinin akşam yemeği oldular!
Dün gece yeni nesil yayıncılık adı altında sadece cep telefonlarımızdan yayın yapan Gain’in yılbaşı programına davetiyemle katıldım. Çünkü Bartu Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş’ın pandemide başladıkları Mücbir Sebepler’i seviyorum. Evde arkadaş muhabbetine katılmak gibi hissettiriyor. Bartu ve Melikşah magazin programlarını ve figürleri eleştirirken mavi tıklı, ünlü arkadaşları da aşağıda yorumlar yaparak işe mizah katıyor. Bir saatlik programda gülüp eğlenip dağılıyoruz. İşin samimiyeti de bu zaten! Bartu’nun rahatlığı, herkesi evde olduğu gibi izlememiz, Melikşah’ın mizah anlayışı… Üstelik kendi ekonomisini de yarattı. Her program ürün yerleştirme alıyorlar, ana sponsorları var. Hem kendileri kazanıyor, hem de yayına bağlanan mavi tıklı arkadaşlarına da kazandırmaya başladılar.
Ama bir yerde bir yetenek varsa ve televizyonculara ihtiyaç duymadan büyüyorsa orada bir rahatsızlık başlar. Eski televizyoncular hemen kendi kendine büyüyen programı kendilerine benzetmeye çalışırlar. Bunun daha önce binlerce örneğini gördük. Sonuç ne oldu? Hüsran! İşte dün akşam yine öyle bir hüsran yaşadık.
Adına yeni nesil yayıncılık dedikleri Gain’de 1991’e girdiler. Sözde yeni çağın yeni nesil içerik üreticisiydi onlar! Ama dün gece eski televizyoncuların eline düşen yeni yetenekler gibiydiler. İzleyince “Biz ne yaptık” diyeceğinize eminim. Çünkü ikisinin de aklına güveniyorum. Ama işte şöhret ve medya ilişkisi tam da bu! Dün gece bile isteye, kendi kendinize televizyon zihniyetinin akşam yemeği oldunuz. Umarım bir an önce eski halinize döner ve bu geceyi yok sayarsınız.