Ve zil çaldı, tüm okullar açıldı
Okullar Pandemi Gölgesinde Açılan okullarda çocuklar da veliler de tedirgin. Bizim evde ise büyük ilkler yaşanıyor. 1.5 yılı aşkın süredir okula gidemeyen Eren, sınıfa herkes önce gidiyor peki ama niye?
Koronavirüs nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıldır yüz yüze eğitime kapılarını kapatan okullarda, pazartesi itibarıyla ders zilleri tekrar çalmaya başladı. Aylar sonra okullarına dönen öğrenciler İstiklal Marşı'nı sosyal mesafe kurallarına uyarak okudu. Çocuklarının okul telaşını paylaşmak için telefon ellerinde bahçe önlerine yığılan veliler ise sosyal mesafe kurallarını unuttu.
Kimileri ilk kez kalem kağıt tutma heyecanı yaşarken 1.5 yıldır eğitimden uzak kalan öğrenciler ise okulun kıymetini anladı. İşte bu kişilerden biri de bu yıl 11. sınıf olan oğlum Eren.
Pandemiden beri uzaktan eğitim bize hiç ama hiç yaramadı. Yataktan masa başına geçirmeyi başarmak için atmadığımız takla kalmadı. Hele 1 . dönem notları ile geçilebileceğini öğrendikten sonra derslere yatarak bile girmedi, kitapların kapağını açmadı. Geçen yılda 1. dönem çalışıp ilk sınavlardan yüksek aldığı için 2. dönem sınavlarından yırttı. Devamsızlık olmasın diye sabah erken saatlerde olan derslerine kamera açmadığı bazılarına ben girdim.
Ne olursa olsun okulların yüz yüze eğitime başlamasına -önlemler ve tedbirler doğrultusunda- en çok sevinenlerden biriyim. Eğitim temel hak ve çocuklarımız 2 yıla yakın bir süredir bu haktan mahrum. Geleceğimizi çocuklarımıza, gelecek nesillere eğitim vererek emanet edebiliriz. Ve bu da yüz yüze eğitimle ancak mümkün. Bunun ne kadar kıymetli olduğunu hepimiz gördük, yaşadık.
Okulun ilk günü ben daha kaldırmadan kalkıp giyinmesi ile beni şaşırtan Eren öyle bir hızla kahvaltı edip hazırlandı ki acaba evdeki başka bir çocuk mu diye şüphe ettik. Okula herkesten önce gittik. Biraz daha sıksak müdür ve idari yönetimle kesin aynı anda girerdik içeriye.
İlk gün heyecanı diye düşündük, baktık 2. ve 3. gün değişen bir şey yok. Hatta 2 günlüğüne Marmaris Selimiye’ye gidecektik, "Sen de gel." dedik. "Okul yeni açıldı bırakıp gelmem." demez mi? Okuldan kaçmak için bahaneler uyduran Eren tatile bile gelmek istemedi.
Kimsin sen? Ne yaptın bizim oğlumuza diye dalgasını geçtik, ama gelmedi. Nasıl bir okul aşkı şaşkına düştük. Sınıftaki en iyi yeri kapma telaşı olduğunu söyledi. Biz de haliyle "Sol ya da sağ en ön mü" diye sorduk. "Yok canım ne lakası var öyle tescilli inek gibi tabii ki sağ en arka. 5 gün üst üste erken gidip yerleşirsem benden başkası oturmaya cesaret edemez." diye açıkladı. Fakat bizim bir tahminiz daha var. Ama o da şimdilik bize kalsın.
Aileler hem seviniyor hem de belirsizlikler yüzünden de tedirgin. İlk hafta geride kalırken vakalar artacak mı yeni tedbirler gelecek mi, veliler haklı olarak endişeli.
Beni de en çok tedirgin eden yemekhane. Toplu halde maskeyi indirdikleri kalabalık tek yer. Okulla da paylaştık bu endişemizi bakalım ilerleyen günlerde göreceğiz.
Pazartesi günü vaka yaygınlığını anlayabilmek için okullarda rastgele tarama PCR testi yapılacak. Şimdilik hedef aşının yaygınlaştırılmasını sağlayarak okulların açık kalması. Umarım başarılı olur. Fakat aşı ile ilgili herkesin hala kafası karışık ve ciddi soru işaretleri ile dolu.
Biz evde neler yapabiliriz? Her şeyi okul ve öğretmenlerden beklememeliyiz.
- Çocuklarımızın bu hastalığın nasıl bulaştığı konusundaki bilgilerini test edip yanlışları doğruları ile düzeltebiliriz.
- Okuldaki kurallara uyması için teşvik edebiliriz. Herkesin sağlığı için maskeyi çıkartmamalarını iyice anlatmalıyız.
- Hijyen ve el yıkmanın önemini anlatmalıyız. Sık sık ellerini yıkamaları çok önemli. Sabun kullandığınız sürece soğuk su ve ılık su virüsleri öldürmede eşit derecede etkili olduğunu unutmayalım.
- Sosyal mesafeyi korumaları gerektiğini de hatırlatalım.
- Belirti gösteren, arkadaşlarını hocalarına yönlendirmelerini özellikle vurgulayalım.
18 milyon öğrenci okulları, sınıfları doldurdu. Bir milyon 100 binden fazla öğretmen de okullarda, sınıflarda öğrencileriyle bir araya geldi. İlk hafta geride kaldı ama önümüzde daha uzun bir yol var. Eğer yüz yüze eğitimin devam etmesini istiyorsak biz de elimizden geleni yapmalıyız. Eğitime ara verilmesi kesinlikle çözüm değil. Ama okul kapılarının tekrar kapanmaması bize ve alanın tedbirlere uymamıza da bağlı. Tüm veli ve öğrencilere sağlıklı ve kaybettikleri zamanı telafi edebildikleri harika bir yıl diliyorum. İyi pazarlar.