Ruhumuzu tamir etmeye ihtiyacımız olduğu bu dönemde artık ekranlardan izlediğimiz hikayelerin bizi ne kadar tatmin ettiğini sorgulamaya başladık. Oyuncular da, izleyiciler de, yeni bir tiyatro oyununun verdiği heyecanı ne kadar özlediğini fark etti.
Menajerliğim boyunca daima, “Tiyatrocu” olarak tabir edilen, bu işin eğitimini almış ve sahne tozu yutmuş sanatçı ve oyuncularla çalışmaya özen gösterdim. Bu lüksten her zaman faydalandım. Çünkü onlar disiplinli, yaratıcı ve çok yönlü sanatçılar oluyorlar. Geride bıraktığımız bu iki ayda tiyatronun onlar için ne kadar önemli bir ilaç olduğunu gördüm. Bu süreçte oyuncum Haldun Dormen yeni bir oyun yazmış, Hakan Altıner YouTube kanalında 20 bölümü geçen tiyatro anılarını paylaştığı programlar yapmış ve İzmir’in Kızları müzikalinin yazarı Serdar Saatman yeni bir müzikal yazmıştı. Çok şanlıyım ki, temsil ettiğim sanatçıların tamamı üretmeye ve kendilerini yeni alanlarda keşfetmeye devam ettiler.
Ancak elbette bir oyuncunun nefes aldığı ilk yerin sahne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Kariyerleri için en kıymetli adım sahne tozunu yutmaktır. Oyunculuğa ilk adımını atan yeni bir oyuncu veya mesleğe yıllarına vermiş deneyimli bir oyuncu için de bu aynıdır.
İnanıyorum ki, korona günlerinden sonra hepimizin en çok özlediği ve yapmak istediği şeyler arasında “tiyatro” çok önemli bir yerde. Özellikle oyuncular için, iyi bir tiyatro oyununun onlara ilaç gibi geleceğine eminim. Bu nedenle oyunlar okumak, yeni oyunlar yazmak ve kendilerini bu disipline tekrar hazır hale getirmek çok önemli. Oyunculuk mesleğinin en sevdiği merak duygusunu tekrar canlandırmak ve o ruhu yakalamak için şimdiden yeni sezonda oynamak istediğiniz oyunlar için ön çalışmalarınızı yapın. Umut etmekten, hayal kurmaktan vazgeçmeyin, kendinizi hep sıcak tutun ve çalışın çünkü mesleğiniz bunu talep eder.
Bundan dört yıl önce oyuncularımın yaşadığı bir anıyı kısaca paylaşmak isterim. 15 Temmuz Kalkışması’ndan üç gün sonra, 600 kişilik büyük bir tiyatro sahnesinde Kibarlık Budalası oyunu izleyicisiyle buluşacaktı. Oyuncular da, yöneticiler de merak ve heyecanla oyunun oynanıp oynanmayacağını bekliyorlardı. Ancak tiyatro izleyicisi öyle güzel bir cevap verdi ki, tüm biletlerin günler öncesinden satıldığı oyunda hiç fire vermeden gelen izleyicilerin yanı sıra, gişeye yeni bilet almak için gelen izleyiciler de olmuştu.
Bu yaşadığımız olay bize şunu gösteriyor ki, oyuncu için de izleyici için de tiyatro çok önemli. Umarım bu yaz sezonunu açık hava tiyatrolarında, sosyal mesafeyi koruyarak, keyifli oyunlar izleyerek geçiririz.