Korona sürecimiz başlamadan önce son zamanlarda hepimizin keyifle takip ettiği ve merak ettiği projeler içinde müzikaller yer almaya başlamıştı. O renkli, eğlenceli ve şaşaalı dünyayı yeniden keşfetmiştik.
Menajerliğini üstlendiğim sanatçılar arasında “Sokak Kızı İrma” ile Türkiye’ye batılı anlamda ilk müzikali getiren Haldun Dormen ve yeni başlayan, adını sıkça duyduğumuz “İzmir’in Kızları” müzikalinin yazarı Serdar Saatman’da olunca müzikallerle döşenen bir kariyerin ne kadar başarılı ve aynı zamanda zor bir yolculuk olduğunu bir kez daha keşfetmiş oldum.
Bir kez daha diyorum çünkü 2015 yılından önce yola çıktığımız, ancak kalkışma sonrası ülkenin geçirdiği süreç nedeniyle, 2018 yılında sahneye koyabildiğimiz Selami Şahin’in şarkılarından oluşan “Seninle Başım Dertte” müzikalinin proje danışmanlığını yapmıştım. Proje Türkiye'de ilk defa, tamamı bir sanatçının şarkılarından oluşan ve yurt dışında sayılı örneği bulunan Abba ve Queen gibi müzikallerin bir benzeri olarak yola çıkıp çok ses getirmişti. Uzun bir turne süreci ve 80’li yıllardan sonra ilk defa İzmir Enternasyonal Fuar’ında bir müzikal gösteri yaparak da sona ermişti. Usta oyuncuların, dansçıların, müzisyenlerin, teknik ekibin ve idari kadronun içinde yer aldığı bu süreçte bir menajer olarak da çok farklı deneyimler edindim. Bu deneyimlerimi özellikle oyunculara aktarmak için yeni projeler geliştiriyorum.
Öncelikle dans, müzik ve oyunculuğun birlikte olduğu müzikaller, oyuncular için tam bir şeker dükkanı. Hem içinde yer aldıkları için çok mutlular, hem de uzun süreçte devam etmeleri için çok ciddi disipline ihtiyaçları var. Bir oyuncunun kendini yeniden keşfedeceği en önemli projelerden biri müzikaldir. Bedenini, sesini ve oyunculuğunu aynı anda kullanıp bu disiplini sürekli kılmak için çok çalışmaları gerekir. Tam da bu noktada bir oyuncunun kariyerinde müzikal, yürüdüğü yoldaki en değerli taştır ve çok kıymetlidir. Dünyada ve ülkemizde de çok başarılı örnekleri olan müzikallerin eğitimdeki yolu, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikal Tiyatro bölümü gibi pek çok eğitim kurumundan geçer. Ancak elbette oyunculukta tek yol sadece konservatuar değildir. Müzikal geçmişimiz alaylı sanatçılarla doludur. Farklı disiplinleri içinde barındıran müzikaller, hem mesleğe yeni adım atan oyuncular, hem de yıllarını bu mesleğe vermiş usta oyuncular için cazibesini her zaman koruyacaktır.
Günümüz koşullarında müzikallere ne zaman kavuşacağımız belli olmasa da açık havada izlenilecek bir müzikalin ruhumuza çok iyi geleceği kesin. Müzikaller asla bitmez hatta korona sürecinden sonra çoğalarak devam eder.