Yaptığım iş her ne olursa olsun, her zaman üzerine çok ince düşünüp detaylıca çalışmayı tercih ettim. Fark ettiğim şey; insanlar üzerinde bıraktığımız ‘intiba’nın tüm hayatımıza sirayet ettiğiydi. O nedenle oyuncular ve oyuncu adaylarıyla yaptığım atölyelerde ilk iş bunu anlatmaya özen gösterdim. Çünkü hayatta olduğu gibi oyunculukta da duruş ve bırakılan intiba inanılmaz önem taşıyor.
Şimdi “Niye böyle bir giriş yaptım?” diye soracak olursanız, tam 15 yıldır bu sektördeyim. Tavrına, tarzına, insanlığına hayran olunacak çok kıymetli oyuncularla çalıştım. Bunun yanı sıra tam tersini de gördüm ve yaşadım. Kostümcülere hayatın intikamını alırcasına çektirilen ıstıraplar, prodüksiyon ekiplerine bir “günaydın” bile demeden arka koltuğa oturarak yapılan yolculuklar, onlara şoför muamelesi yapılması, audition çekiminde “Yönetmen yoksa ben gidiyorum, terbiyesizlik bu” diye bağırıp gidenler, çayını açık getirdi diye çaycıya bağıranlar gibi yüzlerce örnek verebilirim. Ama “Bana hanım veya bey diyeceksiniz”le bitirmek isterim.
Herkes saygılı ve özverili olmalı
Herkesi kastetmiyorum tabii bulunduğu yeri sindirememiş kişilerden bahsediyorum. Şimdi oyuncular kızmasın. Aksini görmedim mi, tabii ki gördüm. Misal; oyuncudan hoşlanmadığı için oyuncuyu sete 7 saat erken çağıran ekipler de gördüm. Bu da bana bazı insanların kendisine verilen değeri, yetkiyi kötü kullandıkları yönünde bir intiba bırakıyor. Çok zorlu koşul ve şartlarda uzayıp giden saatler, hatta neredeyse sabah saatlerini bulan bu çalışma alanının, tahammül sınırlarını oldukça zorladığının farkındayım. Ama severek çalıştığınız bir iş de biraz daha nezaketli olmanın gerektiği kanaatindeyim.
Herkesin yaradılışı, yetiştirilme tarzı, varoluş amacı, cinsiyeti yeri geliyor dili farklı oluyor ama ortak olan tek şey; koşulsuz şartsız herkesin aynı çatı altında çalıştığını unutmadan birbirine hoşgörülü ve saygılı, özverili olunması. İşte ben buna profesyonellik diyorum.
Nezaket ve incelik gerekli
Bu gibi sebeplerden kendi branşım olan ‘audition’da ilk öğrettiğim şey; oyunculuk gibi çok zor ve meşakkatli bir mesleğe adım atmak istiyorsanız nezaketli olmanız. Bir de yanına incelik eklemeniz gerekiyor. Benim derslerim böyle başlıyor.
Okuduğum bir kitapta şöyle anlatıyor iki kavram arasındaki farkı ; “Nezaket; iyi, temiz ve insancıl bir düşüncenin sonucudur ve bunu candan isteyen herkes kültürü, bilgisi ve zekası ne olursa olsun şu veya bu şekilde nazik olmaya muvaffak olabilir.
İnceliğe gelince; bu iyi, temiz insancıl düşüncelerin yanında kültür ve zekaya da ihtiyaç gösteren bir davranıştır. Yani kafasını bu yönde çok çabuk işletebilmesi ile kabildir.” Neticede demem o ki; kendini karşı tarafın yerine koyduğunda anlıyorsun, insanı en çok üzen, canını sıkan şeyler aslında önemsiz gibi görünen ilk bakışta değer vermediğimiz, küçük basit şeyler … Mesela küçük bir “merhaba…”