Uzunca bir süredir evlerimize kapandığımız gibi pijama ve eşofmanlarımızın da içine kapandık. Covid-19 kısıtlamalarının birer birer kalkması ve kelebeklerin uçuşmaya başlamasıyla paçalarımızın içindeki acı gerçekler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Evet selülitlerimizden bahsediyorum.
Tamam biliyorum aslında hiçbirinizin selüliti yok ama “Bir arkadaşımda çok var” dediğiniz o arkadaşınız için söyleyeceklerime kulak verin.
Selülit; deride portakal kabuğu görünümü ve çukurcuklarla seyreden, deri ve yağ dokusundaki düzensiz görünümü tanımlayan genel bir kavramdır. Özellikle kadınlarda görülen, sıklıkla uyluk, kalça ve karın bölgesindeki deri altı yağ dokusunun bölgesel metabolik bozukluğu olarak tanımlanabilir. Ancak şişmanlık veya obezite ile karıştırılmamalıdır.
Yani evet, zayıf kızlarda da selülit olabilir.
Portakal kabuğu dokusu, derinin altında biriken ve genişleyen yağ hücreleri ile cilt yüzeyine dik uzanan septa adı verilen lifli bantların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Genişleyen yağ hücreleri küçük şişkinlikler oluştururken, sıkı septa yağ dokusunu büzerek çukurluklara neden olur. Böylece pürüzlü bir görünüm ortaya çıkar.
Selülitin sebebi net olarak bilinmese de selülit oluşumunu kolaylaştıran birtakım ek faktörler vardır;
Bunların başında genetik yatkınlık yer alır. Yağ ve karbonhidratların fazla alındığı dengesiz beslenme, aşırı tuz tüketimi ve liften fakir diyet de selülitin artışına neden olur. Hareketsiz yaşam tarzı, sıkı giysiler ve yüksek topuklu ayakkabılar; baldır kaslarında fonksiyon bozukluğuna yol açarak, dolaşımın azalmasına ve dolayısıyla selülite neden olur. Sigara da yine mikrodolaşımı ve doku oksijenlenmesini azalttığı için selülit oluşumunu tetikler. Alkol de yağ metabolizmasını etkileyerek selülit oluşumunu artırabilir.Peki, selülitlerden kurtulmak için ne yapmalıyız?
İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçları beni oldukça şaşırttı. Çalışmaya katılan kadınlar 3 gruba ayrıldı ve her gruba selülit oluşumunu azaltmada etkili olduğu söylenen bir yöntemi 45 gün boyunca uygulamaları söylendi.
İlk grup 45 gün boyunca her sabah özellikle selülitli bölgelere olmak üzere kuru fırçalama yapacak. İkinci grup 45 gün boyunca selülit görünümünü azaltmada etkili olduğu iddia edilen bir kozmetik ürün kullanacak. Üçüncü grup ise 45 gün boyunca squat, lunge, plank vs. gibi hareketler içeren bir seri egzersiz yapacak.
Araştırmanın sonuçları beni oldukça şaşırttı dedim çünkü bir egzersiz uzmanı olarak açık ara farkla egzersizin yarattığı etkinin çok daha büyük olmasını bekliyordum.
Egzersiz yapan 3. grupta selülit görünümünde %11 azalma meydana gelirken, selülit giderici krem kullanan grupta bu azalma %15 civarında oldu. Kuru fırçalama yapan grupta ise selülit görünümündeki azalma %26 ile çok daha çarpıcı.
Selülit ile mücadele tek cephede yürütülecek, kısa vadeli ya da dönemsel bir süreç değil. Yalnızca yaz tatili öncesi kullanılacak 1 tüp kremle ya da kendinizi parçalarcasına fırçalayarak ulaşabileceğiniz bir sonuç yok maalesef.
Haftada 2-3 gün sağlığınız için düzenli egzersiz yapmayı ve her sabah hem dolaşım sistemi sağlığınız,hem de cilt görünümünüz için kuru fırçalama yapmayı alışkanlık haline getirebilirseniz sağlıklı, fit, canlı ve selülitsiz bir vücuda sahip olabilirsiniz.