Bir dizi patlıyor. Gençler, güzeller, yakışıklılar, jönler, primadonnalar, altın oranlar. İzliyorsun. Yaşadığın hayatla hiç ilgisi olmayan evleri, arabaları, mevkileri var. Anneleri, portakal sulu, kuş sütü eksik uzun sofralarda topukluları ve yapılı topuzlarıyla, sabah kahvaltılarında esas oğlanımıza yanaktan harika bir öpücük veriyor. Gece yine nerede söndürdünüz feneri paşam minvalinde bir sitem ediyor. Kamera, sofranın 2 metre karşısında oturan kravatlı, ceketli evin zengin reisi olan babaya dönüyor. Baba, oğluyla sözde yüz göz olmadan, bugün şirkete uğra, yönetim kurulu toplantısı var diyor. Oğlumuz sofradan bir çilek alıp ağzına yukardan atıyor ve gevrek gevrek uğrarım caio diyerek verandadan çıngıl çıngıl bir müzik eşliğinde çıkıyor. Ne oluyor, nasıl oluyorsa, asla birliktelik yaşayamayacağı mahalle kızına aşık olmak üzere üstü açık arabasına binip gaza basıyor. Esas oğlanımızın adı farzedelim; Hakan. Kızımız da Tülay olsun. Gecesine fanları var. Hashtag HakTül. İnliyor ortalık.
Gençler yolda yürüyemeyecek hale geliyorlar. Bir önceki işinden sonra “Benim adımı bilen var mı? Acaba fark edildim mi?” diye adını arama motorlarına yazan toy oyuncumuz, çok geçmeden "Bir selfie çektirebilir miyiz?" diyen hayranlarına koca koca güneş gözlüklerinin arkasına sığınıp, sağır numarası çekiyor. Gece kulübünde tanıştığı eş popülerlikte bir başka ünlü ile aşk yaşamaya başlıyor. Oyuncu/Futbolcu. Model/Basketbolcu. Yorumcu/Yönetmen. Oyuncu/Rockcı. Müzisyen/Cemiyet Hayatının Tanınmış Ailesinin Çocuğu. Partnerlik denklemi genellikle böyle kuruluyor.
Birine hasbelkader, gittiğiniz mekanda rastlıyorsunuz. Ay ne ukala. Garsona hakaret ediyor. Bir yürüşü var aman yarabbim. Antik Yunan Tanrısı. Çekilin ben Hakan. Seti özümsemiş. Dekor hayatı olmuş. 3+1 aile evi derhal kiraya verilmiş. İlk evini almış ailesi için. Kendisi de villa da artık. O araba, artık yapım şirketinin kiraladığı araba değil, kendisi almış tabii ki artan kaşesiyle. Atmış mekanın önünde valeye anahtarını. Önünü kesenlerden yorgun ifadesi. "Baba çok mağdurum bu magazincilerden". Ağzı olan instagramdan yorum yazmış son fotoğrafına üzülmüş. Bıkmış. Tükenmiş. Sete ondan alkollü gelmiş, yoksa neden tokatlasın boom operatörünü. Birlikte yaşadıkları evde çıkan kavga sonrası, eli kaymış sevgilisinin yanağına. Tü boyu devrilsin. Kadın dövücü, kibirli ve halktan kopuk artık. Boşanmış, nafaka da vermemiş eski eşine. Bak sen terbiyesize. Aldatmış sevgilisini. Oysa ne emek verdi sevgilisi ona. Hemen başkasıyla evlenmiş. Gözyaşları kurumadan. Yerlere göklere sığdıramadan önce, iki kelime konuşabilir miydin acaba bu gençle? Neydi ki birikimi? Keşke sapyoseksüel olsan? Ne okumuş? Hangi klasik eseri oynarken sahnede terlemiş? Dur o gördüğün, setti be canım kardeşim. Şu Hakan’ı oynayan oyuncu var ya? Hani şimdi, gözünden düşen. Neden böyle oldu biliyor musun? Neden bu hale geldi?
Senden ötürü, güzel kardeşim.
Senden ötürü...
Fatma Türktekin 4 Yıl Önce
Bravo, bayıldım, ne güzel özetlemişsiniz popüler ama boş oyuncularla, onları böyle havaya sokanların durumunu. Harika bir yazı. Bir Mehmet Aslantuğ ya da Halit Ergenç in mesela asla böyle fanları olmadı.