Her çocuk YouTube seviyor. Tablet, telefon, bilgisayar, sınırlaması olsun olmasın. Video paylaşım sitesinin ikonunu menüde hemen ayırt edebiliyorlar. İsterse kullanım izni yarım saat olsun, orada izlemek istediği (çizgi film dışında) iki tip video var. O kırmızı YouTube simgesi onun için bu iki eğlenceli (?) aktiviteden ibaret. İkisi de “Kanalıma hoş geldiniz” cümlesiyle başlıyor. Hemen hemen her dilde söyleniyor bu cümle, çünkü mevzubahis olan bu videolar dünyanın her yerinden yükleniyor. Gelelim içerikleriyle düşündüren, çocuğunuza kolaycılık duygusuyla cazip gelen bu iki tarza...
Birincisi; oyuncak, süper kahraman figürleri gibi objelerin, slime ve oyun hamuru içerisinden çıkartılması videoları. Ne mana demeyin? İzlenme oranları dudak uçuklatıyor. Ambalajlarından çıkartılan minik oyuncaklar. Slime içinden soyuluyorlar. Matruşka bebeği gibi katman katman hamurların içinden sıyırılmaları pür dikkat izleniyor. Halihazırda izlenilen bir çizgi serinin videoları arasından hemen bulunuyorlar, çünkü aynı kahraman kullanılarak videonun konusu yapılıyor. Oyun hamuru içinden, örümcek adam, slime içinden, şirinler, kutularından minişler, poşetlerinden lol bebekler yavaş yavaş çıkartılıyor. Suya atılıyorlar ve konuşturuluyorlar.
Gelelim ikinci tarza; PC ya da tablette oyun oynayan çocuklar, baba-oğullar veya anne-kızların videoları.
Neden?
Bilmiyorum neden?
Bir sinir, bir heyecan, bazen kahkaha, bazen gözyaşı, dalga geçmeler ve küfürlerle bezeli bir duygu seli. Geldi bak vurdun mu, ben gördüm, sen gördün mü? Bir seviyeli, bir öğretici ki sormayın.
Şimdi fikrim şu; kendini gerçekleştirmeye çalışmayan, tüm çabası ebeveyn memnuniyeti olan ve kolaycı, hileye alıştırılmış çocuklar bu videoların, izlenme rekorları kırmasını sağlıyorlar. Durun hemen kızmayın. Oğlum da onlardan biri. Örneklendireceğim.
“Aferin” ağızda bir pelesenk, hile ise “Ata sporu.”
Çocuklar oyun hamuruna da, slime’lara da rahatça erişiyor artık. Her bütçeye uygunu var, hatta evde yapılabiliyorlar. Açıkçası motor gelişimi için yararlı hem devinişsel, hem bilişsel kazanımları olan oyun materyalleri bunlar. Yaratıcılığı destekliyor, güzel sanatlara altyapı kazandırıyor. PC, konsol ve tablet oyunları aynı şekilde dikkat, el-göz koordinasyonu, çabuk karar verebilme, çaba harcamayı öğrenme gibi birçok olumlu özelliği geliştiriyor ve suyu çıkartılmadıkça önerilen bir aktivite.
Bu etkinlikleri yapmak yerine neden izliyorlar?
Hamuru eline alıp uzatan çocuğumuza AY NE GÜZEL YILAN YAPTI AFERİN BENİM AKIL KÜPÜ EVLADIMA dediğimiz için izliyor olabilir mi acaba? Halbuki o hamurla yapabileceği, izlediği videodan çok daha özgün.
Yeni bölüme geçmek için belki defalarca tekrar oynaması gereken bir bölümde takıldığında, elimize tableti alıp sırf o üzülmesin diye 5’li mavi şeker patlattığımız için de izliyor olabilir değil mi?
Büyükanneler, büyükbabalar bilerek pişti de, domino da yenilmiyorlar mı aslan parçası, sözde indigo çocuklarımıza...
Yenilince ağlamalı biraz, oyun oynamak değil, neden oynandığı anlatılmalı. Yenen ya da yenilen başka çocukları bıkmadan izliyor ama kendi oyununu oynamıyor. Yenilmenin de oyuna dair olduğunu öğrenmiyor ve kolaya kaçıyor.
Hamurdan gerçekten rengarenk bir pasta yaptığında aferin denmeli çocuğa. Yetersizlik duygusuyla seyirci oluyorlar oyuna çocuklar. İyi niyetli yapılan bu tip minik hatalar yüzünden izleyici olmasınlar. Desteklemeyi dozunda verirsek biz ebeveynler, o zaman kaldıracaklar başlarını tabletten ve dalacaklar hayatın kendisine. Yene yenile oynayacak, bozup yoğurup tekrar şekil verecekler.