Bir varmış bir yokmuş
Hayat devam ediyor. Bir gün sonra hayatta nelerle karşılaşacağımızdan habersiz hayatın hazırladığı sürprizlere gebe bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Pazar akşam Maria ile Mustafa’nın ilk bölümünü izledim. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık… Diziyle ilgili bir şey yazamayacağım çünkü diziyi izlerken bambaşka bir duygu sardı içimi… Dizi yayınlandığında sevgili Haldun Boysan artık hayatta değildi. Oysa cast aşamasında Haldun Boysan ekibe dahil olduğunda rolün yönelişi ile ilgili gelecek bölümler hakkında konuşulmuştu. Ama şimdi hiçbir şeyin önemi yok.
Haldun Boysan, sevecen yapısıyla ilk tanıştığınız andan itibaren her sette olmasını istediğiniz insanlardan biriydi. Her zaman, her koşulda pozitif tavrı ve enerjisi ile etrafındakilerin de o havaya bürünmesini sağlardı. Herkesin Haldun abisiydi. Beşiktaşlıydı ama ne Beşiktaşlı… Beşiktaş’la ilgili konuşurken bir çocuk gibi heyecanlanır anlatmaya doyamazdı. Bir vardı, şimdi yok…
Sonbahar geldi, ayların belki de en güzeli olan Eylül hüznüyle beraber geldi. Haldun Boysan’ın vefat haberini aldığım gün kuzenimin de vefat haberini aldım. O da gençti. Ona da ölüm yakışmadı…
Hayat beklemediğimiz şekilde sonlar hazırlıyor bize… Dünyada ölümlü olduğumuzu yakınlarımızı kaybedince bir kez daha hatırlıyoruz ama bir süre sonra gidenler gidiyor ve biz hayatın akışına bırakıyoruz kendimizi… Bu dünyada misafir olduğumuzu unutuyoruz. Hiç gitmeyecekmiş gibi yaşamaya devam ediyoruz. Hırslarımızla, egomuzla, kırarak, küserek, inciterek… Bunların ne kadar gereksiz olduğunu birileri hatırlatana dek sürüp gidiyor bu döngü…
Diziler devam ediyor, hayat devam ediyor, mevsim değişiyor yapraklar sararmaya başladı, kış geliyorum diyor… Sonra yine bahar yine yaz. Kim bilir kaç bahar daha göreceğiz, sevdiklerimiz bizi terk edecek ve bir gün biz de gideceğiz… Ama hayat devam edecek.
Sağlıklı ve güzel günler dileğiyle.