Bazen bir film bir kitabı, bazen bir kitap bir filmi hatırlatır, konu itibariyle tamamen birbirinden farklı kulvarlarda yüzüyor olsalar bile, küçük bir detay yeter bu çağrışıma. Tıpkı "45 Yıl / 45 Years" filminin bana Julian Barnes'ın ilk romanı "Benimle Tanışmadan Önce / Before She Met Me"yi anımsatmış olması gibi...
Peki neydi bu anımsatıcı detay? Hikayelerde partnerlerinin geçmişlerine yönelik sağlıksız bir ilgi duymaya başlayan iki insanın olması. Biri ileri seviyede ve mantık dışı, diğeri bir yanınızın hak verdiği ve kırılgan. Ancak ortak noktada kıskançlığın "retroaktif " olarak tanımlanabilecek türünden muzdarip seven iki kalp.
Benimle Tanışmadan Önce saplantılı bir kıskançlık öyküsü. Kahramanımız ise Graham Hendrick... 2. evliliğini yapmış bir tarih profesörü Graham... Ama bilin bakalım ne yapamıyor? Eşinin geçmişiyle/tarihiyle yüzleşemiyor. Eşi Ann'in kendisiyle tanışmadan çok önce rol aldığı eski bir filmi izleyene dek Graham neredeyse dünyanın en mutlu erkeği. Fakat o sinema salonunda değişiyor hayatı. Ann filmde rol gereği bir adamla sevişiyor ve Graham içgüdülerinin karanlık mağarasında buluyor kendini. Ve izlediği şeyi bir zina/aldatma olarak kodluyor zihninde.
Şöyle diyor kitabın bir yerinde Barnes; "Geçmişe yönelik kıskançlık niçin şimdi, 20. yüzyılın son çeyreğinde vardı? Graham boşuna tarihçi olmamıştı. Her şey ölüyordu; milletler ve kıtalar arasındaki büyük öfkeler yatışıyordu; uygarlıklar daha uygarlaşıyordu; Graham'a göre bunu kimse yadsıyamazdı....
...O zaman bu istenmeyen, hınç duyulan, sırf insanın canına okumak için ortada olan kıskançlık ne diye sürüp gitsindi ki? Tıpkı size sırf denge duyunuzu kaybettirmek için var olan orta kulak gibi ya da küstahça patlayan ve alınması gereken bir apandisit gibi. Kıskançlığı nasıl çekip atabilirdiniz? Niçin bu onun, bütün insanların arasında onun başına gelsindi ki?"
Oysa Graham yalnız değildi. Örneğin, onun bir filmle tetiklenen kıskançlık duygusu 45 Yıl'da bir mektupla tetikleniyordu Kate için...
45 Yıl, tam bir "az diyalog, çok duygu" filmi... Açılış jeneriğinin altında eski moda bir slayt projektörünün sesini dinletiyor bize. “Çehov’un Silahı” kuralını biliyoruz elbet... Öyleyse boşa değil, belli ki gelecek önemli bir anın habercisi bu ses...
Kate ve Geoff Mercer 60'lı yılların sonlarında, köpekleri Max'le yaşayan, çocuksuz bir çift. Çiftin 45. evlilik yıl dönümü partisine hazırlandığı haftanın başlangıcı. Sabah yürüyüşünden dönen Kate postacıyı neşeyle selamlıyor. Tadının az sonra tamamen kaçacağını bilmeden...
Geoff'in uzun zaman önceki sevgilisi Katya'nın İsviçre dağlarında bir buzulun içinde bulunduğunu bildiren bir mektup, postacının getirdiği. 1962'de Geoff ile birlikteyken yaşanan kazada Katya'nın kaybolduğunu biliyor Kate fakat, Geoff'in eski sevgilisinin en yakın akrabası olarak tanımlandığını ve o dönem evli gibi davrandıklarını duymak onun için kötü bir sürpriz.
Geçmişten gelen bu hayalet, yıl dönümleri için tatlı bir hazırlık içinde olan Kate'i 45 yılı sorgulamaya itiyor... Elbette bunda kafası karışmış, dikkati dağılmış olan Geoff'in bakışlarının yaklaşan partiyle ilgili düşünmediğini göstermesi, gece yarısı tavan arasında Katya'nın fotoğraflarıyla meşgul olması, Katya'yla birlikteyken "cesur hissettiği" gibi dokunaklı cümleler kurması ve benzer davranışlarla, Kate'in iç dünyasına mayınlar serpiştirmesinin payı büyük.
Her ne kadar Lloyd Price'tan Stagger Lee ile dans ederken samimi bir anın tadını çıkarıp sonrasında yatak odasında eski heyecanlarını yeniden canlandırmaya çalışsalar da, ikisi de bunun o an için nafile bir çaba olduğunun farkında. Geoff ve Kate yatakta yatarken duygularını gözden geçirdiklerinde, evliliklerinin gücünü ve şimdiki zamanlarını tehdit eden çatlakları görmeye ve duymaya başlıyoruz. Birdenbire hayatlarını değiştirecek bir mektup alan iki kişinin "aslında bir hayaletle" nasıl başa çıkmayı öğrenmesi gerektiğine tanık oluyoruz.
David Constantine'in kısa hikayesinden uyarlanan 2015 yapımı filmin yönetmen koltuğunda Andrew Haigh bulunurken oyuncu kadrosunda Charlotte Rampling ve Tom Courtenay yer alıyor. 45 Yıl, gösterişsiz tarzıyla aşk, cinsiyet, yaş ve ölüm hakkında çok sayıda soru soruyor. Kate ve Geoff hala birbirlerini seviyorlar mı? Yaşamları, ölüm dışında ayrılığı imkansız kılan derin bir seviyede mi? Yoksa tüm tutku uzaklaştı ve gençlik bağlarının anısına mı yaşıyorlar? Şimdi geriye kalan tek şey bu olduğu için mi birbirlerine sarılıyorlar?
Filmin bir noktasında Kate tavan arasında oturuyor ve kocasının eski hayatına dair slayt fotoğrafları tıklarken kamera birkaç dakika yüzünde kalıyor. Tüm film boyunca çabasız bir oyunculukla duyguları izleyiciye tam olarak geçiren Charlotte Rampling, işte bu sahnede zirveye ulaşıyor. Tom Courtenay'in oyunculuğu da kesinlikle muazzam...
Sözün özü; 45 Yıl insan kalbinin gizemleri, kaprisleri ve olasılıklarına ustaca dokunuyor...