Nietzsche sanatın önemine "Sanatsız yaşayan bir toplum, ancak hayatta kalmakla meşgul olan bir toplumdur." cümlesiyle vurgu yapar ve ne haddimeyse bu cümlesinin altına imzamı atarım. Çünkü sevgili pos bıyıklımız bu sözlerle, sanatsız bir yaşamın sadece var olmak için mücadele eden bireylerden oluşan, anlamsız bir dünya yaratacağını belirtirken hiç haksız değildir.
Ben 'sanatın iyileştirici gücüne' inananlardanım. İster sanatın uygulayıcısı olsun, ister sadece izleyici konumunda olsun, kim o sihirli pırıltının ışığına kapılırsa, o ışıkla beraber ruhunun aydınlandığını, o aydınlıkla da huzura kavuştuğunu hisseder. Bu bir lafügüzaf değil. Katılmayan, ruhunun kirini, pasını zımparalasın bi' zahmet. Ülkece başımıza ne geldiyse, ne güneşi, ne çiçeğin kokusunu, ne rüzgarın esintisini geçirmeyen kalın tuğla kalpliler sebebiyle gelmedi mi?
İşte tam da bu sebeple, sanat ülkemizde her zaman daha fazla desteklenmeli ki, kaçıp sığınacağımız bir durak olsun. Ve ne güzeldir ki, İstanbul yeni bir kaçış noktasına daha kavuştu. Bakırköy'de yer alan eski Avşar sineması, House Of Performance (HoP) adıyla bir sanat merkezine dönüştü ve geçen çarşamba akşamı da çok keyifli bir açılışa imza attı.
Her yaştan insanı kucaklayacak merkezin genel sanat yönetmenliğini on parmağında on marifet desek hiç de abartmış olmayacağımız Özen Yula üstleniyor. Yula'yla Her Zerre Kara kitabı üzerine röportaj yapmıştım ama pandemi döneminde olduğumuz için yan yana gelme fırsatımız olmamıştı. Kendisini çok sonra yakından tanıyabildim ve son derece içten, doğal aynı zamanda bir o kadar da sevilesi bir insan olduğunun altını çizmeden geçmek istemem. HoP'un açılışı da, tam da kendisi gibi öyle samimi ve herkesi keyifle gülümseten bir şekilde gerçekleşti ki, bu kadarını beklemiyordum.
Harun Türk, Hakan Haksun, Bosna Altın iş birliğiyle oluşturulan House of Performance, 2 Mayıs'ta kapılarını açıyor. Mayıs ayı boyunca birçok oyunu sanatseverlerle buluşturacak merkezde House of Performance Tiyatrosu'nun ilk oyunu ''Dostlarla Akşam Yemeği'' 17 Mayıs'ta prömiyer yapacak. Özen Yula'nın yönettiği, Donald Margulies'in oyununda Özge Borak, Ahmet Tansu Taşanlar, Derya Artemel ve Ümit Kantarcılar rol alıyor.
İstanbul'un sanat ve kültürel atmosferine taze bir enerji sunacak HoP, hiç şüphesiz sanat tutkunlarının yeni buluşma noktalarından biri haline gelecek.
Söze Nietzsche ile başladım yine onunla noktalayayım; "Sanat ve yalnız sanat" der Nietzsche, “Gerçeğin elinden ölmemizi önleyecek bir şey varsa, o da sanattır.”