- Hadi bağla senin bilgisayarı televizyona, izleyecek bir şeyler bul internetten, sıkıldım!
Dedi annem yorgun bir heyecanla. Haklı! Televizyonların günlük akışı yorucu. Koronanın öncesi sonrası, “Covid 19’un asıl motivasyonu nedir?” derken televizyona bakmak ruhumun derinliklerinde cereyan yapmaya başladı. Bir aydır annem ve babamla yaşıyorum. Karantina zamanında yanlarında olmalıyım dedim. Çok yardımcı oluyorum. Babamı markete yollarken eldivenlerini takıyorum, maskesini takıyorum ve giderken balkondan izleyip “İnşallah yolda Covid 19 ile karşılaşmazsın babişko” diyerek bildiğim duaları okuyorum. Hayırlı evlat kavramının karşılığıyım adeta.
Evde sinema, dizi sever bir tek ben değilim. Neyse ki annem de meraklı. Dedemden geçmiş. Babam da sever ama konsantrasyonu düşük. İzlerken online okey oynamasının etkisi var biliyorum. Neyse. Heyecanla ne izlesek diye bakarken;
“Buldum anne!” dedim. Annemden daha yorgun bir heyecanla. Başladım anlatmaya. Netflix’e yeni bir dizi geldi. Herkes onu konuşuyor. Ben de izledim. Ama seninle tekrar izlerim. Tam senlik! Genç bir kızın kendini bulma hikayesi diyerek devam ettim. Annemin deneyimli yuvarlak gözleri parladı. Bir an nefes verdi ve “dur” dedi, bekle. Kırmızı kenarlı gözlüğünü taktı arkasına yaslanırken bacaklarının üzerine battaniyesini koydu, bu hamleyi bekleyen varoluş sancıları çeken kedimiz Nazlı kucağına atladı ve “şimdi” dedi annem. “Şimdi anlat oğlum, nasıl bir şey izleyeceğiz.”
Annecim dizinin adı Unorthodox. Bir kitap uyarlaması. Deborah Feldman’ın Unorthodox: The Scandalous Rejection of My Hasidic Roots kitabından uyarlanmış. Mini seri, 4 bölüm yapmışlar. Yidiş dilinde çoğunlukla. Hasidik Yahudi olan genç bir kızın kendini bulma yolculuğu. Ait olduğu topluluğun katı kurallarıyla cebelleşen nefes alamayan Esty’nin hikayesi. Esty’i Shira Haas oynuyor. İç aksiyonu yüksek, ince ince işlenmiş karakteri Shira Haas yorumuyla daha da derinleştiriyor, dinginleştiriyor. Diziyi 4 bölüm boyunca taşırken bir an bile inandırıcılığından çıkmıyor. Helal olsun ona büyük performans! Bak heyecanlandım anlatırken. Devam ediyorum. Esty’nin manipülasyona açık eşi Yakov Shapiro rolünde Amit Rahav var. Amit’in oynadığı ilk ciddi rol. İki arada kalmış Yanky hem eşine olan aşkı, hem topluluğa ve annesine olan bağlılığı arasında gidip gelirken dizinin öne çıkan performanslarından birini veriyor. Amit’in adını zihnimin küçük odalarında bir süre misafir edeceğim. Umarım unutmam.
Annem “Devam et” diyor! Gözlüklerinin üzerinden bakarken...
Maria Schrader yönetmiş diziyi. 60’ar dakikalık hikayenin rejisi standart bir Netflix rejisi. “O ne demekmiş?” diyor annem. Yani annecim hikaye ve performans odaklı bir reji. Öykünün derinliklerine inmemize yardımcı oluyor diyorum. Biraz sıkıldığını hissetsem de, basıyorum gaza ve anlatmaya devam ediyorum. Neyse ki kedimiz Nazlı pür dikkat bana bakıyor.
Yakın planları, mekan algısı, atmosfer oluşturma becerisi yüksek. Performans almaya yönelik kurduğu sahneler ve mizansenler iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunu gösteriyor. Bu tarz hikayelerde kameranın baş kahramanımızın arkasına takılıyor olması onunla özdeşlik kurmamızı kolaylaştırıp bizi hikayenin içine çekiyor. Maria Schrader oturduğu koltuğun hakkını veriyor yani annecim diyorum. Ayrıca küçük bir araştırmayla öğreniyorum ki, yönetmenin televizyon deneyimi yüksek. Şimdilerde Deustshland89 adlı bir diziyle kariyerine devam ediyor. Anne Winger senarist ve yapımcılarından. Deustshland89 onun yaratıcısı olduğu bir seri. Belli ki birliktelikleri devam ediyor. Bir iş yapıp sonra birlikte yeni öykülere yelken açan insanlar beni ayrıca heyecanlandırıyor. Ama bu heyecanımı anneme yansıtmadan konuya dönüyorum.
Ayrıca annecim set çoğunlukla Berlin’de kurulmuş. Hatta bazı New York sahneleri Berlin’de iç mekandan görerek halledilmiş. Sanat yönetimi ayrıca övülesi. Hasidik topluluğun kostümleri, bulunan mekanlar ve dekor anlayışı iliklerimize kadar katı kurallarla çevirili cemaati bize yaklaştırıp tüm çıplaklığıyla gözümüzün önüne seriyor. Topluluk ile ilgili detaylar zaman zaman boğucu bir hal alıyor. Ama bilerek yapıyorlar anne, Esty’yi daha iyi anlayalım, biz de boğulalım diye yapıyorlar, sakın tempo düştü diye üzülme!
Modern diye adlandırdığımız bu zamanda kendi kurallarıyla ayakta kalmaya çalışan cemaatin gündelik hayatı, hiyerarşik düzeni, birbirleriyle ilişkileri senaryoda misler gibi işlenmiş. Seyircide net bir şekilde karşılığını buluyor. Sonuç olarak annecim; kocaman hikayelerin, küçük kahramanlarıdır insan. Ve kendini bulma yolculuğu hiç bitmeyecek. Esty’nin başına gelen durum bundan ibaret. Sınırları var, engelleri var ama bütün bunlara rağmen duyurmak istediği sesi var. Varoluş bir bestedir zaten. Sesimiz de sol anahtarı. Onu bulana duyurana kadar evrende çınlayacağız tıpkı Esty gibi. Değil mi anne? Anne, hadi açıyorum! Hazır mısın? Annecim?... Hay Aallah uyumuş… Neyse…
- Baba bir el pişti mi atsak?
Esra 5 Yıl Önce
Harika