O gün ordaydım ve sırf bunu diyebilmek için kaybetmeye değerdi.
Aylardan henüz Ramazan değildi, ama saatler üçüncü kerahat vaktindeydi…
Bilmem kaçıncı kere, yine kötü yazılmış bir senaryonun son satırındaydım. Yarın başlayacağım setin gürültüsü kulaklarımda çığlık oldu, memlekette okuyan yok, yazan zaten hiç yoktu ve ben bu hikayeyi ne anlatmak, ne de çekmek istiyordum. Ama bilmem kaçıncı kere, yine hatıra boğulmuştum…
Hissettim,
sebepli sebepsiz göğsüne oturur ya bir uzak hüzünlü, korkak ve öfkeli yalnızlık. Nedenli nedensiz bir yazık küskünlük, kendine mi dünyaya mı, hani bilmediğin hatta karıştırdığın, hani o yazdığın hikayenin belki de verdiğin nefesin derdine düştüğün…
Yerli yersiz elinin tersine düşen göz yaşların kadar anlamsız, umarsız dahası arsız… Adlı adsız yanından geçen ömürleri yok hükmünde saydığın ne rengi unutulmuş gözlerinle, ne de gönlünle göremediğin anlar gibi. Sevgilinin hasretine isyanım şahlanmış gibi…
Hissettim,
oysa tek istediğim aşktan ve sonbahardan çalınmış bir kız çocuğu, sarı saçlarında kaybolduğum. Bir de oğul, aşktan ve rüzgardan çalınmış, duruşunda kendimi bulduğum. Tüm eylediğim minnetlerin bedeli mi bu? Evet eyledim,
Har içinde biten gonca güle de, dile de… Neyse!
Aklımda mı yüreğimde mi belli değil, Nietzsche’nin dizeleri savruldu;
Öyle bir hayat yaşadım ki, cenneti de gördüm cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki, tutkuyu da gördüm pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki söz ver kendine
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan,
Anladım…
Ve bu dizelerden kafamı kaldırdığımda, suskunluğunun telaşlarında koşan kardeşimi gördüm, o kelimeler içimden döküldü ve seslendim;
İblisin talim ettiği yola minnet eylemeyelim, zaten güneş damlıyor aslan sütüne…
Emre, yak mangalı..!