Mutfak masasında yazı yazmanın bana bu kadar farklı geleceği, kendimi iyi hissettireceği hiç aklıma gelmezdi. Haftalardır evden çıkmadığım için evin değişik yerlerinde yeni alanlar yaratarak bir nevi kendimi kandırıp farklı bir yerdeymiş gibi hissetmeye çalışıyorum. Çünkü herkes gibi ben de kendimi evde sıkışmış hissediyorum. Mutfak bile olsa yeni bir çalışma alanına dört elle sarılışım da bu sebepten... Evden çıkamadığımız şu günlerde, herkesin özlem duyduğu nostalji dizilere yer vermek istedim. Tıpkı başucu kitaplarım gibi dönüp dönüp baktığım başucu dizilerimden birini sizlerle paylaşmak istiyorum. “Kuzeyde Bir Yer” (Norhtern Exposure).
1990’larda TRT televizyonunda yayınlanan “Kuzeyde Bir Yer” Alaska’da bir kasabada geçmektedir. Dizi, doktor Joel Fleishman’ın New York gibi büyük bir şehirden çıkıp 4 yıllık görevi nedeniyle Cicely kasabasına gelmesiyle başlar, kasabanın rutin ve naif hayatına adapte olmaya çalışan Dr. Fleishman’la birlikte sizi de kendi ritmine çeker. Sizi kendine çeken hayranlık duyduğunuz bu ritmin adı “rutin”dir. Eminim rutinin bu kadar yakıştığı başka bir dizi daha yoktur. Kasabadaki insanlar sanki başka bir dil konuşuyor gibidir hayatla. Hayatın akışına sessizce teslim olmuş, soğuk Alaska`nın sıcacık insanları bir anda hayatınızı yeniden sorgulamanıza neden olur.
Büyük meselelerin hiç de önemli olmadığı, sade ve günlük dertlerin aslında ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatan bu dizi de beni içine çeken en büyük şey işte bu küçük meseleleri konu alması oldu. Büyük şehirlerin entrikalarından, büyük meselelerden uzakta masalsı bir kasabanın günlük rutin dertleri bir anda sizin en büyük keyfiniz oluverir. Günlerin Roslyn’in Kafe’sinde geçtiği, kulaklarınızda DJ Chris’in sözcükleri ve tabii ki Ren geyiği Morty`in cafenin önünden geçtiği anlar sizin de en huzurlu anlarınız oluverir.
Yıllar önce sevgili Tamer Karadağlı`nın evinde bu dizinin arşivini görünce gözlerime inanamamış, dizideki ana karakter Dr. Fleishman`ı seslendirdiğini de bu vesileyle öğrenmiştim. 110 bölümden oluşan Altın Küre ve Emmy gibi pek çok ödüle layık görülen bu diziyi, mutfak masasında çalışmanın bile bizi mutlu ettiği, sade ve küçük şeylerin kıymetini bize hatırlatan böylesi bir zamanda izlemenizi özellikle tavsiye ederim.
Handan ökdem 5 Yıl Önce
Bu sıkıcı ve rutin günlerde içimi ısıtan şey dizinin sıcaklığı gibi anlatan kişinin sıcaklığı beni biraz kendime getirdi. Teşekkür ediyorum Özlem Aybek