Çok kısa bir süre önce bir vesileyle ziyaret etmiştik Hasan Saltık’ı. Bizi yeni ofisinde ağırlamıştı. Uzun uzun sohbet etmiştik. Hem yaptığı, yapacağı işlerden hem de sektörün dedikodularından “off the record” meselelerinden konuşmuştuk. Güler yüzlü, sıcak kanlı, samimi biri olduğunu bilirdim bilmesine ama bu kadar yakından ilk sohbetimizdi. Ne yazık ki ilk ve son oldu.
O gün bana bir koli dolusu plak hediye etti Hasan Saltık. Kalan Müzik’ten yayımlanmış plaklar. Hasan Saltık’ın bir nevi çocukları. Hani insan çocuklarından bahsederken sevgisi, mutluluğu, gururunu saklayamaz ya karşısındakinden. Tam da öyle bahsediyordu plaklarından. O heyecanla…
Saltık’ın ne kadar sevildiğini, önemsendiğini ve kıymetli bulunduğunu ölümünden hemen sonra sosyal medyada yazılıp çizilenlerden görmek mümkündü. Sadece müzik sektöründen değil, başka sektörlerden de bir dolu insan ondan hep sitayişle bahsetti. Başka başka sosyal statüde, düşünce yapısında bir dolu insan… Çok göz önünde olmayan, popüler bir kimlikle manşetleri işgal etmeyen birisi için pek görülmedik bir şeydir bu.
Kadim Türk müziğinin arkeoloğuydu Hasan Saltık. Bu ülkenin müziğinin neredeyse unutulmuş değerlerini iğneyle kuyu kazarak ortaya çıkarmıştı. Çıkarmaya da devam ediyordu. Uzun ve titiz araştırmalar sonucu bulunmuş, nice zorluklarla ortaya çıkarılmış kayıtlar birer ikişer albüm yapılırken, her bir albüm birer ansiklopedi fasikülüydü adeta. Bu toprakların kayıp müzik tarihinin ansiklopedisini yazdı Hasan Saltık. Etnomüzikologlar, konservatuar öğrencileri ve gönüllülerle iş birliği yaparak, ülkede konservatuarların, akademisyenlerin, üniversitelerin, Devlet kurum ve kuruluşlarının (yapamadığını demeyeyim ama) yapmayı ihmal ettiği bir şeyi yaptı.
Dizi ve film sektörü de payını aldı bu durumdan. “Gülbeyaz” dizisi tek başına hem Kazım Koyuncu’nun sesinden Karadeniz türkülerini yeniden popüler kılan, hem de genel olarak dizilerde müzik kullanımını başlatan bir dizi oldu. Yeşilçam filmlerinin ses bantlarında kalmış şarkıları albüm yapan da ilk Hasan Saltık oldu. Belkıs Özener’in seslendirdiği şarkılardan oluşan albüm dönemin en popüler albümlerini geride bırakan bir satış rakamı yakaladı. Ardından gelen üç albümlük “Yeşilçam Şarkıları” serisi de ona keza. Yakın zamanda piyasaya çıkan Handan Kara’nın “Sonbahar Rüzgârları” albümü de bu zincirin bir halkasıydı.
“Kurtlar Vadisi”, “Hatırla Sevgili”, “Neredesin Firuze?”, “Vizontele”, “Osmanlı Tokadı” ve “Uçurum” gibi birçok televizyon dizisi ve filmin müziğinde Kalan Müzik imzası vardı. Halihazırda devam eden “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” ve “Gönül Dağı” dizileri de Kalan Müzik’in son dönem dizi müziği çalışmaları oldu.
Kalan Müzik sadece eski kayıtları derleyip toparlamakla kalmadı, yeni nesilden kendi starlarını da yarattı. Aynur, Selçuk Balcı, Volkan Aslan, Apolas Lermi, Kardeş Türküler ve saymakla bitmeyecek daha nice isim Kalan Müzik bünyesinde seslerini duyurma şansı yakaladılar. Hem Türkiye’de hem de dünyada ses getirdi bu çalışmaların bir kısmı. Kalan Müzik’in birçok arşiv albümü yurt dışı müzik kataloglarına girdi, dünyanın farklı ülkelerinde ilgi gördü.
Her ölüm erken ölüm ama Hasan Saltık, sadece 57 yaşında, kelimenin gerçek anlamında da erken ayrıldı aramızdan. Neyse ki onun gibi yaşadığı süre boyunca yaptıklarıyla hayata iz bırakmış olanların canları ölesi değil. Başta eşi Nilüfer Saltık başta olmak üzere, onunla birlikte bu yola baş koymuş insanların onun çabalarını devam ettireceklerine, onun ismiyle özdeşleşmiş vizyonunu daha da ileriye taşıyacaklarına eminim. Hasan Saltık’tan “kalan” en çok bu olacaktır.
ülkenin bütün renklerini bir tek insan bedenine sığdırmış Hasan Saltık’a rahmet, sevenlerine baş sağlığı diliyorum.